ÇATLAK AYNA

İşte O Zaman



Bir zaman; 
Benden evvel kardeşim düşmüş, dünya kuyusuna.
O ölünce düşen ben olmuşum, Yusuf ben...

Bir zaman; 
Benden evvel bir inek düşmüş, dünyanın bu kuyusuna,
Benim yerime düşen olmuş, onu çıkaran olmuşum ben.


Bir zaman;
Dünya düşmüş, dünya denilen dipsiz kuyuya.
Yusuf olmuşum mecburen düşmüşüm suya.


Bir zaman;
Paralasam da tüm kelimeleri, ıslanmış gömlek,
Ruhum kaybolmuş kuyuda, çatlamış çömlek,


Bir zaman;
Kuyu içinde kuyu, sanki rüya içinde rüya.
Kırılmış ruhumun kanatları, boğulmuş kuyuda mana


Bir zaman;
Mana da senin ruh da, senindir bu dipsiz derya,
Muhtacım Allah'ım, Yusuf yerine koy, yardım et bana!


O zaman;
Göğe yükselir ellerim, Yusuf beni bulur suda,
Kabul olur dileklerim, Ben Yusuf'u bulurum kuyuda...


İşte o zaman;
Açılır basiretim, iner gözlerimdeki perdeler,
Hikmet dolar kalbime, misafirim olur melekler.



***

İnsan Bir Sanattır 


İlahi bir sanat sergisi
İnsan, Vicdan, Kur'an ve Kainat
İnsanın emrinde, insana köle olmuş alem,
Bakışlarında saklı, fani bir lezzet olmuş hayat
İnsan değerli bir pırlanta, insan eşsiz bir sanat
Huzur iklimine götürüyor, yüzündeki estetik
İnsan bir ayna, insanda yansıyor hakikat

Madde ile mana buluşuyor kalbde
Ney misali inliyor insan
Ruh bir kuş olmuş beden kafesinde
Sır içinde sır, sır içine gizlenmiş düşman
Aynada çetin bir savaş, aynada latif duygular
Bir kandil olmuş, yanıyor insan!

Yusuf Avcu, İnsan Bir Sanatır 1 



***

Gecelerde



İzlersen yıldızları tefekkürle,

Bir kehkeşan belirir gecelerde.

Tevbe, dua, zikir ve şükür ise,

Gönül gözüne, “Can”dır gecelerde.



Ağlarsan hata ve günahlarına!

Gönlüne nur, saçılır gecelerde,

Gözünden süzülen, iki damla yaş,

Beden gözüne, “Can”dır gecelerde.

Az gül, biraz yalnız biraz da aç kal,
Kalkacaktır gözlerindeki perde.
Allah deyip seyre dalmak alemi,
İki gözüne, “Can”dır gecelerde.

Gönül gözün ile bak, özünü gör,
Zerreden kürreye, gez gecelerde.
İlim deryasında bulduğun teklik,
Vicdan  gözüne, “Can”dır gecelerde.


Yusuf Avcu

*** 

Yusuf Gibi


Dert dostumdur, çile arkadaşım.

Derman Allah’tan, hüzün tek yoldaşım.

Derdimle ikiz doğmuşum, doğunca başlamış çilem.

Cemre yerine hüzün düşmüş, bir kor gibi içime.

Miras olarak dert bırakmış,

Adımı Yusuf koymuş dedem.

Yusuf inilti demek, Yusuf hüzün demek.

Yusuf ıstırap, Yusuf kalp acısı, Yusuf gözyaşı demek.

Yusuf rüyaların bekleyen kahramanı,

Yusuf çaresizlere taptaze bir umut,

Yusuf bir merhem yaralara.

Yusuf ıssız çöllerde bir damla su,

Yusuf tatlı bir gıda açlara.

Yusuf rüzgȃrla gelen misk,

Yusuf muştulu bir haber kuşlarla gelen.

Yusuf doymuşluğa ermiş bir ruh,

Yusuf bir masum kuyulara itilen.

Yusuf bir köle pazarlarda satılan.

Yusuf bir mahkum zindanlara atılan.

Derdin içine gizlenmiş derman,

Kuyu zindan, zindan mektep olmuş,

Kuyuda su ararken Yusuf’u bulmuş susuzlar.

Yusuf sultan olmuş saraylara,

Derdi olmuş derdine derman.

Ya ben!..

Yusuf Avcu
 
*** 
 

İyi



Millet takılı kalmış ok ile yaya
Ya Güneş'e, ya da Dünya ile Ay'a
Aslında Kayı'ya emanet bir sırdır
" iyi " işarettir kutsa blir soy'a

Bu sırrın ilk atasıdır Adem ile Havva
Kayı, Oğuz, Yafes derken çıkar Nuh'a
Bir neslin mührüdür, simgesidir " ıYı "
Yani işarettir Muhammed Mustafa'ya

Elif olan Allah, insandan ayna dilemiş
Zülkarneyn de lam olmuş, aşka gelmiş
Sır ile "iyi " sırlamış zahir batın ilmini
Tevhidi başına boynuz, Oğuz'a sır eylemiş

Yusuf Avcu


***

Her gecenin bir sabahı var

 


Dünyam zindan, geceler hep karanlık
Kararmış hep kalpler, ölmüş insanlık
Cemre düştü, dert çatladı içimde
  
Gelmedi derman, gelmedi aydınlık!

Yusuflar kuyuda geçmiyor kervan
Çareler tükendi dönmüyor devran
Güller küle döndü, dönmüyor güle
Yetiş acilen, ey dertlere derman!


Bulutlar kapkara inmedi rahmet
Çilemiz doldu, kopmadı kıyamet
El açıp yalvarıyorum Rabbim
Sönsün diye fitne, insin inayet!


Nurlansın ufuklar, yıkılsın duvar
Yalnız değilim, Yaradan bana yar
Dağılsın bulutlar, sökülsün şafaklar
Her karanlık gecenin bir sabahı var

 
Yusuf Avcu, Dertlere Derman


***

Neler olacak neler

Ağaçların ağzı kuruyacak,
Pınarların dibi çatlayacak
Öksüzlerin gözyaşından başka 
Hiç su kalmayacak!
Yetimlerin ahından başka
Gökte duman olmayacak!
İnsanlar bulutu, 
Ağaçlar suyu unutacak.
Dağlar unutacak yeşil otu
Ne bahçelerde ürün olacak!
Ne de bir damla rahmet inecek!
Çekirgeler bostanları
İnsanlar çekirgeleri yiyecek.
Birbirini yiyecek tüm mahluklar.
Fakir olan şöyle dursun
Açlıktan zenginler ölecek.
Yahu kör müsünüz?
Lütfen artık görünüz!
Kıtlık yılları gelecek!
Aslınıza dönünüz!

Tepenizde dolanıyor
Kara bulut gibi kabuslar,
Ülkenin tam üstüne
Ufkunuza çökecekler.
Sükut edecek sebepler
İmana gelecek zalimler.
Ama artık ne fayda!
Şehirleri yok edecek
Seller, zelzeleler, afetler...
Bir baksanıza fezaya
Meleklerle dolmuş gökler.
Tepenizde yumruk olmuş
Belalar, musibetler, diyetler.
Yahu kör müsünüz?
Lütfen artık görünüz?
Gökten azap inecek,
Aslınıza dönünüz!

Yusuf Avcu


***

 

Çığlık

 

Büyük bir sessizlik...
Umutlar, hayaller, dualar...
Ve gülüşlerle karşılanır çığlık.
Yürekten çığlık olup birlikte doğar,
Gülmeler, ağlamalar, gözyaşları...
Bir ara tatlı gülüşler, kahkahalar...
Bir zaman yürek burkan ağlamalar...
Sonra aşure olur ağlamalar gülüşler...
Ya sevinçten, ya elemden akar,
Ama çok yalnızdır gözyaşları.
Derken donmuş buz gibi olur gülüşler...
Unutulur, akmaz olur gözlerden yaşlar,
Doğumdakinden daha şiddetli
Ama artık sessizdir ağlamalar...
Hatıralarda kalır gülücükler...
Ağlamakla gülmek arasında,
Kararsız kalır zavallı yürek...
Demir döver gibi döver yüreği,
İçe dökülür gözyaşları.... 
Derken gülmek ile ağlamak arasında
Güle ağlaya geçip gider ömür...
Dayanamaz artık, durur yürek!
Ve çığlıklar, ağlamalar, gözyaşları...
Bir tohum olur, bir umut olur,
Geldiği yere, yüreğe gömülür,
Bir umut iken hayal olur,
Hatıra olur gözyaşları.

Yusuf Avcu


***

Yakasım Geliyor



Ateşe su atmak yerine
Ateş olup alev saçanları
Volkan olup, mağma olup

Cayır cayır yakasım geliyor!

Ateşe güvenip ateş yakanları
Bulut sanıp dumana kananları
Yangın içinde yangın olup
 
Cayır cayır yakasım geliyor!

Sevgi yerine nefret yayanları
Şerefsizi, namerdi adam sayanları
Yemenden çıkan alev olup

Cayır cayır yakasım geliyor!

Sihirden büyüden medet umanları
Sahte ateşi gerçek sananları
Cehennemden bir kor olup

Cayır cayır yakasım geliyor!

Ateş yakıp ateşten olanları
Kadere küfreden ahmakları
Volkandan uçan kızgın lav olup
Cayır cayır yakasım geliyor!



Şeytanlaşanları, şeytanları

İnsan görünümlü hayvanları

Merhametsiz ve vicdansızları

Cayır cayır yakasım geliyor!



Aşktan nasibi olmayanları

Hakiki aşkla doymayanları

Aşk ateşinde saf kömür olup

Cayır cayır yakasım geliyor
 

Kana susamış zalim kulları

Kin ve nefret dolu buzulları

Oksijen olup, hidrojen olup

Cayır cayır yakasım geliyor



Nefsime bile yok ki insafım.

Ne olur, affet beni Allah’ım

Bir umut olup umutsuzluğu

Cayır cayır yakasım geliyor



Senin ateşin yakar öfkemi.

Merhamet et bana, yakma beni!

Yakacaksan aşkın için yak.
Öyle yak bitir ki, kül et beni!
Sana layık olan kul et beni!
 


Yusuf Avcu



***

Umut



Ne fırtınalar, ne kasırgalar koptu
Şu kısa, şu fani hayatımda
Ne zelzeleler, ne depremler oldu
Ruhum, aklım, kalbim, her yanımda
Hiç birinde kopmadım umutlarımdan
İçimde kıyametler kopsa da
Ben, yarınlarımın özlenen baharıyım
Ben, yarınlarımın beklenen sabahıyım
Ruhum, aklım, kalbim, hepsi yarınlarda


Yusuf Avcu
  
*** 

Aşk

İnsan mısın, tırtıl mısın!
Niye sürünürsün be hey şaşkın
Arş'dan yer altına kadar
Yüzlerce kanadı vardır Aşk'ın
Tutun aşkın bir kanadına
Renkli bir kelebek gibi
Gör bak nasıl uçarsın

Yusuf Avcu




***

 Sanat



Bak dostum!
Sanat insanın yüzünde.
Sanat insanın gözünde.
Sanat insanın sözünde.
Ne insandaki benzerlik tesadüf
Ne benzerlikteki incelik
Düşün, düşün bir kere!
Göz koyunda da var,
Hatta kocaman dil var öküzde
Ne koyunun gözü sen gibi görüyor,
Ne de öküz bülbül olup geliyor dile
Ayna olamadın, bari aynaya bak
Çünkü hakiki sanat var
Senin cahil özünde!

Yusuf Avcu

***

Penceremin Manzarası


Hayat kaynakları su,
Ama suyu aşmış nilüfer çiçekleri.
Çalılığa yuva yapmış ördekler
Çiçeklere konmuş bayram böcekleri
Ne balıkların sudaki dansı
Ne de kehkeşanların yansıması
Işığa koşmuş nilüfer çiçekleri

Yeşilin misafiri olmuş yeşil kuşlar
Sanki şarkı söylüyor martılar
Bin bir ilham verdi göçüp giden kış
İlham pınarı oldu, gönlüme bahar
Dertlere derman oldu kainat kitabı
Hem ilim hem tefekkür kapısı
Ne güzelmiş penceremin manzarası...


Yusuf Avcu   

 
***

Gitti Gitti


Gitti gitti gittiiii!

Adalar Yunan'a

Doğu Türkistan Çin’e 

Gazze İsrail’e 

Kerkük İran'a

Bosna Sırplara gitti.

Altın taktık İngiliz'e,

Kıbrıs'ı sevsin diye.

Kırım'ı kırdı Ruslar,

Alman,Fransız bir oldu,

Bölüştüler, Suriye bitti.

Uçtu gitti Libya, Cezayir, Mısır...

Peki ya büyük başlar?

Amerika'ya kalan ne?

Ruslara ne gitti?

Ne kaldı, ne bitti?

Gittiii gittiii...



Yusuf Avcu 

***

Tohum



İsrail'den KISIR TOHUM aldık.
Tarımda kısır kaldık.

İngilizin kılçıklı ARPAsını aldık,

Elde ne tavuk ne yumurta kaldı.


MISIR aldık Ukrayna'dan

GDO'lu misir çıktı. 

Avrupa'dan HAYVAN aldık; 
Ya kavurma ya da mangal yaptık.

Boşnak katilini kasap sandık, 

Sırplardan MUNDAR ET aldık.


KURU FASULYE aldık Çin'den, 

Taze fasulye hayal oldu.

PİRİNÇ aldık Mısır'dan; 
Obezlik hayaldi gerçek oldu.
İran'dan soğan aldık. Gazı GAZ getirdi. 
Aldık İran gazını, CS'li galiba, millet salağa yatıyor, 

Rusya'ya salatalık sattık, domatesi geri aldık. 
Hele Rus BUĞDAYını almamız yok mu, 
Rus erkekleri kardeş, Rus kadınları avrat sandık. 
Soyumuza fitne saldık.


Afrika'dan ARMUT aldık. 
Armutsuz kalan ayılar şehirlere daldı.

Romanya'dan AYÇİÇEĞİ aldık, 
Önümüze gelene kıvırtır olduk

ANTEP FISTIĞImız İtalya'dan olunca boğa gibi azdık.


KKTC'den DOMATES aldık, 
Kendilerini bir halt sandılar.

ÇAYı Konya zannederek Kenya'dan aldık, 
Karadeniz kapkara oldu. 
Sri Lanka'nın kaçak çayına kaldık.

Fransa'dan ELMA aldık, sirkeden olduk. 
Ne saframız ne midemiz kaldı.

PAMUK aldık ABD'den, 
Rüyalarımız İngilizce oldu.

ABD'den ENGİNAR aldık. 
Onun yerine silah verdiler. Savaşta mermisiz kaldık.
SALATALIK diye  Gürcistan'ın Acuruna kaldık.

Ukrayna'dan KABAK aldık, 
İmamların bile hormonları bozuldu.


İspanya domatesle oyun oynuyor,

Bizse MARUL'da bile mahkumuz onlara.


Yedik Alman PATATESini soy sop, 
At it ne varsa birbirine karıştırıp birbirimize daldık.

Aldık Macar YULAFını, yedik Macar SALAMINI
kendi kendimizi esir aldık

Peru NARıyla ekşidi suratımız
Kibir, haset, gurur yaptık.


Yedik Hindu NOHUTunu, 
Namaz yerine yogaya daldık.

MERCİMEĞİ öğrettik Kanada'ya,

Adamlar fırına cerdi, mahkumuz onlara.


ÜZÜM BAĞLARIMIZ vardı dağ oldu.


Ne ÇİÇEK kaldı ne böcek, 

ARIlarımızın katığı şerbet, yaptığının adı BAL oldu.



PAMUĞU sattık, iplik olarak geri aldık.


Biraz ZEYTİNimiz vardı, ağacını kesip yol yaptık.


KURU SOĞAN aldık, taa Hollanda'dan, Hollanda kadar olamadık.


Bizi ne ÇAY, ne de FINDIK kurtarabildi.

İsrail'in KISIR TOHUMU ile başladı herşey!


Bulgar'ın kuru SAMANına, 
Yunan'ın GDO'lu BUĞDAYına bile muhtaç kaldık.


GDO'lu YEM aldık,

SÜTü YOĞURDU ak pak sandık.


Yani tarımda KURAK, 

Hayvancılıkta KISIR kaldık.


ÖKÜZ öldü TOPRAĞIMIZ taşa döndü. 


AĞACIMIZ yandı, SUyumuz Arş'a döndü.


Hayvancılık bitti, toprak tezek kokmuyor.

Çiftçi çoktan ölmüş,KÖYLÜYÜ yaşıyor sandık.


Ne bulduysak yedik, 

Yediğimize benzedik!

Bir zamanlar vardı hepsi,

Bitti gitti BOLLUK yılları.

Artık KITLIK geliyor, 

Uyanmazsak AÇ kaldık.



Yusuf Avcu

***

Hayat


 
Biz hep böyleydik
Hep böyle yaşadık hayatı
Hep ölümün kıyısında
Hep yer ile gök arasında.
Umuda bile umut olduk
En imkansız uçlarda


Yusuf Avcu 


***

Zeus Çiçeği




Açıldı sürgülü kapılar
Zeus Çiçeğine arı kondu.
Bilgi ateş idi, sır oldu
Gökkuşağı bile dondu
İris’in de adı değişti
Mezarlık Zambağı oldu.
Bir arı bitirdi Zeus’u
Çiçeği de bal oldu.
Sır dahi alev aldı,
Zeus yok oldu!..



Yusuf Avcu 


***

 

Bakış





Ufukta boynu bükük bir çiçek mi,
Karanlıkta kalmış bir yürek mi?
Çiçeğe mi, inciye mi bakarsın
Yoksa olmaz denilen bir dilek mi?




Yusuf Avcu


***

Müjde

 
Müjdeler olsun!
Kainatın simasında
Şu dünyanın semasında
Binbir ismin şuasında
Nice yıldız ziyasında
 

Karanlıklar arasında 
Parlak Hilal hizasında  
Ayla yıldız manasında  
Bir Ramazan Cuma’sında 
Bu Yusuf’un rüyasında  
Yeni bir “Güneş” doğdu

Yusuf Avcu


***


İstek




Bir ayağımı Ay'a basıp,
Bir ayağımı Dünya'ya,
Almak istiyorum avuçlarıma Güneş'i
Nefesimle dondururken
Dönen alemleri,
Harlamak istiyorum
Yüreğimdeki ateşi.
Yıldırım olup çarpmak istiyorum
Nuru sönen yıldızlara.
Şimşek olup parlamak istiyorum
Vefasız karanlıklara.
Dokunmak istiyorum aşk ile
Parlayan yıldızlara.

Ve sonra;
Yetişmek istiyorum rüzgarlara
Sarılmak istiyorum bulutlara
Yağmur olup yağmak istiyorum
Kirlenmiş, masum topraklara...
Nefsin zulmüyle yaralanmış,
Bir türlü yeşermeyen umutlara...
Mayasız kalmış hayasız duygulara.
Aşka inat  körüklenen
Yüreklerdeki ateşli yangınlara...

Yusuf Avcu

***

Yapraklar Döküldüğünde




Kötülükten vaz geçersin
Nefsini pişman edersin
Artık değiştiremezsin
Yapraklar döküldüğünde.

Ölüm kapına gelince
Kötüydün kendi halince
Bu da sana korku verir
Yapraklar döküldüğünde.

Bir de çamura düşmüşsün
Kendini üstün görmüşsün
Çok üzüntü çekeceksin
Yapraklar döküldüğünde.

Biraz iyilik etseydin
Hakkın yoluna gitseydin
Büyük bir ilgi görürdün
Yapraklar döküldüğünde.

Gerçek hayat ahirettir
Ameller ora bilettir
Mal, mülk geçersizdir artık
Yapraklar döküldüğünde.

İbadet et çekme zeval
Hayat olsun sana misal
Bu dünya bir çeşit masal
Yapraklar döküldüğünde.

Sararır bahçeler bağlar
İçini bir korku dağlar
Yalnızca dallar mı ağlar?
Yapraklar döküldüğünde.

Bülbül gül ile buluşur
Aşık maşuğa kavuşur
Ağaçlar bile konuşur
Yapraklar döküldüğünde.

Sur’un ilk sesi duyulur
Mahşerde mizan kurulur
Dünya hesabı sorulur
Yapraklar döküldüğünde.

Sonsuz kapılar açılır
Ya nur, ya alev saçılır
Sır’at kolay mı geçilir?
Yapraklar döküldüğünde.


Yusuf Avcu

***


Bitiyor Karanlık


Her karanlık gecenin bir sabahı var!

Korkmayın, artık son deminde karanlık.

Belki devran dönüyor, belki şafak söküyor

Kimilerine eşsiz bir azap, kimilerine inayet iniyor

Belki geliyor adalet, belki de sınav bitiyor

Güle ağlaya Cehenneme gidiyor

Belki de son deminde insanlık.
Ama kesin bitiyor karanlık..

Yusuf Avcu 


*** 


Sırlı Pencere


Tatlı bir kıvılcım, bir güzel düşünce

Tefekkürle açılan bir sırlı pencere,

Hakikate ulaştıran bir yol  var içinizde.

Kuralları Kur’an, kaynağı vicdan olan.

O yol ki; İnsandaki sanatın yorumu…

O yol ki; Acz, fakr, şevkat yolu

O yol ki; şükür ve tefekkür dolu…

Yusuf Avcu 


***



Kur'an


Kur’an; hem zikirdir, hem fikirdir, hem de hakikat

Kur’an; hem ilimdir, hem hikmettir, hem de şeriat

Hastalara şifa,  mü’minlere rehber, ȃleme rahmettir.

Maddi dertlerimin dermanı, manevi dertlerimin ilacı, 

Kul olana anlatır aşkı, Kur’an en nadide çiçektir.



Kur’an; hȃlime ibret, kalbime nasihat, aklıma marifet

Kur’an; Ruhuma saadet, duygularıma lezzet, evime bereket

En büyük sevap, en etkileyici hitap, en güzel kitap,

Geçmişime şefkat, şu ana adalet, geleceğime merhamet,

Okuyana anlatır aşkı, Kur’an ȃlemlere rahmettir.


Yusuf Avcu 


***



Ey İnsan!


Ne çamurdan yaratıldığını unut,
Ne de başkasına çamur at!
Ne anne karnında yattığını unut,
Ne de başkasına su sıçrat!
Ne var alemde, o var Adem'de,
Önce anla alemi, sonra Adem'e anlat!
Ne yaratanı unut, ne de hor gör yaratılanı
İşine mi gelmedi, öyleyse git mezarda yat!



Yusuf Avcu 


***

İyi Dinle!


Ey nefsim, iyi dinle!
Çünkü unutmuşsun acizliğini,

Unutmuşsun fakirliğini.
“Elif” gibi dimdik sanıyorsun kendini.
Oysa marifet; “D
ȃl” olabilmekte, “Vav” kalabilmekte.
Gaflet, hırs ve benlik belasından kurtulup,

Hakk’a teslim olabilmekte.

İşte o zaman erişirsin rahata.

Ne şekilde belirlenmişse kaderinde,

Yürekten bir “eyvallah” de,

Hakk’ın verdiklerine vermediklerine.



Yusuf Avcu 


***


Zirve ve Çukur


Dibe vurduğun zaman

Gerek kalmaz tutunmana

Artık düşmüyorsun ne de olsa

Zaten herkes iter seni.

Dünya bile! Şeytan bile!



Zirveye yöneldikçe;

Aşağılara çeker herşey seni.

Yer çeker, amansızca iter gökler

Şeytanla bir olur sana tutunanlar

Tek çeken onlar değil ki!

Sen bile çekersin seni!



Zirveye çıkınca ise,

Tutunacak dal bulamazsın.

Gidecek yol bulamazsın. 

Korkudan aşağı bakamaz,

Ama bulutlara da çıkamazsın.

Kendini aşağı atamaz, yani uçamazsın.

Hele yan gelip, hiç yatamazsın.



Sebepler sükut ettiği zaman,

Dipte de, gökte de sensin aciz.

Dipte olunca da sığın Allah’a

Allah'a kul ol, çıksan da semalara

Yardımı yalnız Allah'tan dile!

Muhtaçsın aç ellerini Allah’a

Bir hiçsin, naçiz ve çaresiz




Yusuf Avcu 


***

Hatıralar


Geçip gitse de yıllar,

Kaybolmadı, öylece duruyor  anılar!
Ne dostlarım, ne de arkadaşlarım

Ne de unutuldu gördüğüm simalar.
Üniversite, lise, ortaokul, ilkokul,

Ve küçüklüğüm, hepsi aklımdalar.
İsim isim, resim resim, cisim cisim

Hepsine ayrı bir yer kazındı

Hafızama taht kurdu hatıralar...
 
Yusuf Avcu 


***

Düşün!


Şimdi düşün!
Evet evet, tam da şimdi..
Kapat gözlerini, öldüğünü düşün!
Uyuyor oldukları için düşünemeyenleri değil,
Son uykuya dalan kendini düşün!
Mecburen geride bıraktıklarını değil,
Geride bırakamadıklarını düşün!
Vedalaşabildin mi bedeninle?
Düşünsene, o bile gelmedi seninle...
Şimdi söyle; altın mısın, kömür mü?
Ederin ne senin, nereye gidiyorsun böyle?
Gittin, bittin, tükendin öyle mi?
Bir düşün; biten sen misin, ömür mü?
Bu kadarcık yeter sana, aç gözlerini!
Düşünsene, az önce düşünen garibi...
Sahi düşünmüş mü gerçekten?
Düşünürken ölmüş mü?
Ya da doğmuş mu düşünürken?
Bulabilmiş mi kendini?
Hatırlamış mı seni?
  

Anlamış mı öleceğini

 

Düşünmüş mü öleceğini?
 
Yusuf Avcu 


***

Neden?


Bu millet;
Zina eder, cünüp gezmez
11 ay içer, ramazanda içmez,
Kul hakkı yer, sol elle yemek yemez,
Ölülerin yanında örtünür, dirilerin yanında saçılır
 
Teravih kılar, farz kılmaz,  
Kur'an kitabını belinin üstünde tutar,

Hükümlerini ise ayaklarının altında.
Bu kadar olsa yine iyi...  
Herşeyi bilir, ama hiçbir şey bilmez,  
İşine geleni duyar, işine gelmezse önündekini görmez

Bilen var mı neden?

Yusuf Avcu 


***

Allah’ım!

 

Ya kapat dünyanın ışıklarını
Bitsin artık bu zillet
Ya öyle bir aydınlat ki
Bitsin artık bu eziyet


Tüm insanlık çıktı yoldan
Ne ar kaldı, ne de izzet.
Ne kalplerde kaldı iman,
Ne de ahirete bir bilet.


Ya lütfunla kaldır bizi
Uyansın gafletten millet
Ya da önce affet bizi
Sonra kopsun kıyamet


Yusuf Avcu

***

Başın Sağolsun

Besmele kadar can verdik
Bir o kadar da kan verdik
Şehit verdik, kurban verdik
Başın sağolsun Türkiyem


Yusuf Avcu

***

Umut


Bazen UMUT;
Gizlenir kelebeğin kanatlarına, bekler çiçeği.
Bazen UMUT; 

Gizlenir tomurcuğun yapraklarına, bekler güneşi.
Bazen UMUT;

Açan gülde kanat çırpan kelebek gibidir.
Bazen UMUT; 

Yağmur olur, su olur yeşertir toprağı.
Bazen UMUT;

Kurutur gülü sarartır yaprağı. Bazen ise, uçar gider
Soldurur gülü, kurutur yaprağı, çatlatır toprağı... Her ne olursa olsun, hiç bitmesin umudunuz. Çünkü, umuttur yeşerten hayatı.

Yusuf Avcu


***
 


Ey insan!

Ne çamurdan yaratıldığını unut,
Ne de başkasına çamur at!
Ne anne karnında yattığını unut,
Ne de başkasına su sıçrat!
Ne var alemde, o var Adem'de, Önce anla alemi, sonra Adem'e anlat! Ne yaratanı unut, ne de hor gör yaratılanı İşine mi gelmedi, öyleyse git mezarda yat!

Yusuf Avcu


***

Azıcık İnsan Olun!


BEN KİM MİYİM?

Ermeni değilim! Hocalı'da,  Akdamar’da hamile kadınlara tecavüz etmedim, karnını yarmadım.

Amerikan değilim! Irak'ta sivilleri kurşuna dizmedim, pazarları bombalayan ben değilim,

Alman değilim! Yahudi Aşkenaz Türkleri’ni gazla boğmadım.

İngiliz değilim! Masum insanları kesmedim, asmadım.

Çinli değilim! Asya’da soykırım yapmadım.

Rus değilim! Çeçenleri kılıçtan geçirmedim, Kırım’da soykırım yapmadım.

Fransız değilim! Afrika’da hamile kadınları mancınıkla fırlatmadım.

İtalyan da değilim ki, Fırsattan istifade kan dökmeden toprak talep edeyim.

Ben; ataları hiçbir katliam yapmadan 4 kıta yedi denize hakim olmuş,

Haçlı seferleri yapan Hıristiyanlara temizlik adabını öğretmiş,

Yurtsuz kalan Yahudilere yurt bile yurt vermiş,

Topraklarında güneş batmamış, gemileri karadan götürmüş,

Türk korkusunun korkak Çinlilere koca Çin Seddini yaptıran,

Kırk kişi ile kırk bin kişilik Çin sarayını basan akıncıların torunuyum!

Ben Bir  Türküm!  Türk töresini yazan Oğuzhan’ın torunuyum.

Ben Türküm; Orta Asya’dan türeyen, Anadolu’da büyüyen, Avrupa içlerine yürüyen.

Ben Türküm; Dağlarda gemi gezdiren, taşlara destanlar kazdıran, tarihi baştan yazdıran.

Ben Türküm; Adalete, mertliğe örnek olan, savaşta ölüme gülerek giden, yeryüzünde her muradına eren .

Ben Türküm; Sancaklara, tuğlara baş eğdiren. Beylere, paşalara hilat giydiren, kılıcını üç kıtada gezdiren .

Ben Türküm; Atilla’yı, Yavuzu, Fatihi var eden. Kralları, imparatorları kendisine yar eden, düşmanına dünyasını dar eden.

Ben Türküm; Şahları, sultanları kul edinen. Altınları, elmasları pul edinen. Kaftanları libasları çul edinen .

Ben Türküm; Zafer rüyasını görenlere saç yolduran, hezimete uğratıp ümitleri solduran, müzelerde baş köşeleri dolduran.

Ben Türküm; Damarlarımda asil kanım.  Benden bahseder destanım, türküm, şarkım, manim, ağıtım.

Ben Türküm; Yokluk içinde, cephanesiz, topsuz ve tüfeksiz, sadece iman dolu göğüsle 72 millete karşı savaşan.

Ben Türküm; Çağ açıp çağ kapatan, kana susayanı kanında boğan, mazlum olana can olan.

Ben Türküm; Türk esir olmaz, Türk bayraksız olmaz, Türk devletsiz olmaz, Türk ezansız olmaz, Türk hürriyetsiz olmaz!

Ben, önce İnsanım; halife olarak, sıfatlarına ayna olarak, ve de kul olarak yaratmış Allah beni.

Sonra Müslümanım; Önce ruhumu yaratmış Allah, sonra yaratmış bedenimi.



Sonra ben Türk'üm; Unutmayayım diye dedemi, ebemi, töremi.



Sonra Oğuz'um, sonra Kayı'yım, bileyim diye neslimi.

Sonra Kençeklenir sır olurum, yaşatayım diye töremi.

İnsanlık sıfat ve karakterim, Müslümanlık tercihim, Türklük kaderimdir benim.



Nuh'a kadar giderseniz Türk, Adem'e kadar giderseniz Adem’im.



Uğraşmayın genimle, dinimle! Ne etikete ihtiyacım var, ne de yaftaya benim.



Yakınıyla uzağıyla severim milletimi. Sizden bana ne, benden size ne!



Size mi kaldı kim olduğum? Ya Kayı, ya Türk, belki de Adem olurum.



Yeter artık, rahat bırakın beni!



Azıcık insan olun!





Yusuf Avcu


 ***

Çile

Bazen saklar çileyi,
Görüntüdeki estetik,
Bazense söyler çileyi,
Çiledeki güzellik.


Kimi çilede sanır,
Kimi arar çilekeşte,
Kanmayın görüntüye,
Bakışlarda güzellik.


Yusuf Avcu


 ***

Anlamazlarsa

Zeytin Dalı 
Rum Narı 
Erik Dalı
Acem Balı

Anlamazlarsa;

Ey güzel Kırım
Deniz üstü köpürür
Yüksek yüksek tepelere.
Tuna nehri akmam diyor
Dillirga’nın tepelerine

Yine mi anlamadılar;

Dut Ağacı...
Efe Rüzgarı...
Gül Ağacı...
Harman Dalı...

Hala mı anlamadılar;
Anadolu Ateşi...

Ne zannettin! Türk’üz biz Türk. 
Ninnilerle uyur, türkülerle yaşarız.

Bazen tarih yazarız, türkü olur dillerde. 
Bazen ülfete düşeriz, türküler kalır dillerde.

Bazen ninnilerle uyuturuz bebelerimizi. 
Bazen de türkülerle uyuturuz milletimizi...

Uyanmazsa millet; söylenen ağıt olur, yas olur.
Uyanırsa millet; kalplerde dua, dillerde marş olur.

Uyansın artık bu millet!
Yoksa titreyen arş olur!


Yusuf Avcu


 ***

Çay Demle Kardeşim!

Çay demle kardeşim
Meşe odunu közünde
Askıda beklesin bizi
Her zamanki yerde,

Çay demle kardeşim
Dertlerimiz gelsin dile
Kararsın aynı çaydanlık
Hüzün var gönlümüzde

Çay demle kardeşim
Tavşan kanı olsun yine
İmanımızı tazeleyelim
Al bayrağın gölgesinde.


Yusuf Avcu


 ***

Susacaksın!

Susacaksın kardeşim!
Sebepler sükut etmişse,
İşin Allah'a kalmış,
Allah'a havale edilmişse
Susacaksın kardeşim!
Susacaksın ki hakikat tecelli etsin.
Sözünü de dilini de yutacaksın!
Zamansız ötme, çaylak horoz gibi
Ne hakkın var, heba etme hakikati!
Kerahat vakti susar tüm bülbüller,
Sen de susacaksın, 
Nefsine saklayacaksın kelimeleri.

Allah dilerse;
Senin gözünde ODUN olan,
Yepyeni bir BUDUN olur. 

Yusuf Avcu


 ***

İnsanı buz dağına çevirmiş,

Kibir, hırs, haset ve inat

Kendi sonunu hazırlıyor

Hiç fayda etmiyor nasihat


Yusuf Avcu


 ***

ALLAH VERSİN!


 

Yalan, dolan, hile, gıybet,



Kalbine dolmuş kin ile nefret



Moda oldu iftira ile şiddet!



Tebliğ bile hayal oldu


Doğrulluğa zulmetmiş haset.

Allah sana şifa versin!



Hırsızlık, arsızlık haram dersin

Edep, haya, ahlak dersin

Nefsini ıslah edemedin

Daha kendini bilemedin

Kimi adam edeceksin!

Allah sana vicdan versin!



Vatan, millet, devlet dersin

Ya millet, ya devlet malı yersin

Ne okur, ne askere gidersin

Birlik dirlik çığlıkları atıp

Fitneye körükle gidersin

Allah sana akıl versin!



Her haltı sen yarsin

Tek doğru benim dersin

Dinini oyuncak edersin

Cennete çağırırsın milleti 

Din diyerek dinsiz gidersin

Allah sana iman versin!



Kul hakkı haram dersin

Öksüz, yetim malı yersin

Sen sanki cennetliksin

Herkese kȃfir dersin.

Günah, haram şöyle dursun

Küfür ve şirkte zirvesin

Allah sana layıkını versin!


Kendine gel ey Müslüman!

Harama helȃl diyorsun,

Helȃl olana haram.

Bu nasıl bir iman!

Ya doğru yola gel,

Gerçek bir müslüman ol

Ya da Allah belanı versin

Vesselam!



Yusuf Avcu


 ***

Ay'dan Yıldız'dan, 
Ay'la Yıldız'dan bakar gibi... 
Bazen, böyle bakmak lazım dünyaya! 
Cennete bakar gibi.
Bazen, böyle bakmak lazım dünyaya! 
Cehenneme dönmesinden korkar gibi.



Yusuf Avcu





***
 

Bir telaş var uçan her kuşta
Milletin ahı toplanmış arşta
Yer kahroldu,felekler perişan
İnsanlar cahil, akıl yok başta!
 

Yusuf Avcu





***




Bakalım bilmecemi kim bilecek?

Bir elinde su var, bir elinde ateş.
Ateş zannettiğiniz sudur
Su zannettiğiniz ateş.
Su alev aldı, yetiş ya ateş!
Arslan diye hapsettiniz kediyi
Dinlemediniz biri, üçü, yediyi.
Arslan için, koca ormanı yaktınız
Arslan kuyudaydı, güya eğilip baktınız

Kuyuyu bile ateşe verip yaktınız.
Büyü, sihir, hile ne varsa yaptınız
Hey gidi cennetlik Müslümanlar
Hem zulmedip, hem de baktınız
Katil yerine yaktınız bir masumu
Gayri ilahi adalet gelecek?
Anladınız mı rüyadaki yorumu?
Kuyuda su mu vardı, yoksa ateş mi?
Önce su mu bitecek, yoksa ateş mi?
Masum ağlayıp, gülecek mi zalim,
Peki, o masumu bilecek mi alim?
Bir aslan miyav dedi
Sizce kimi yiyecek?
Gelip çattı diyet anı
Adalete diyet kesecek!
Boş verin hapishaneleri
Zindan olacak evleriniz
Hapsettiğiniz masumu bulmadan
Ev hapsiniz dahi bitmeyecek!
Bela, musibet şöyle dursun
Kara bulutlar hiç gitmeyecek!
Aslan kim di, masum kim?
Bakalım kim bilecek!
Yusuf Avcu





***
Anam ve Babam


Anam için Can’dım, babam içi Kan
Anam için cennet idim, babam için servet!
İkisi de gurbet oldu; ilahi, sırlı bir hikmet!
Babam devlet imiş, anammış nimet,
Anammış hazine, meğer babammış servet.

İlk aşkımdı, Can’dı anam; ilk sevdamdı, Yâr’dı babam!
Toprak gibiydi anam, gök gibiydi babam!
Babam yurt idi, babam diyardı; vatandı anam
Anam derya gibiydi, dağ gibiydi babam!

Anam; başıma taç imiş, derdime ilaç imiş,
Babam; mazime ışık, atime Sertaç imiş!
İkisi de Cennet kapısı, ikisi de rahmet sofrası
Anamın şefkatini özledim, babamın merhametini
Sormayın bana eksiklerimi!
Anam der ağlarım, babam der çağlarım…
Her ikisi de Rabbime emanet.

Ne hasrettir, ne özlem; bu başka bir şey,
Kokun öyle bir geldi ki, rüzgârla babam!
Doğumla ölüm, sanki aynı şey,
Şafakta hayalin, Güneş gibi doğdu anam!
Ömür biter, yine de anlatamam…
Her duamda varsın babam,
Her duamdasın anam!

Yusuf Avcu
 

Yorumlar