İşte O Zaman
Bir zaman;
Benden evvel kardeşim düşmüş, dünya kuyusuna.
O ölünce düşen ben olmuşum, Yusuf ben...
Bir zaman;
Benden evvel kardeşim düşmüş, dünya kuyusuna.
O ölünce düşen ben olmuşum, Yusuf ben...
Bir zaman;
Benden evvel bir inek düşmüş, dünyanın bu kuyusuna,
Benim yerime düşen olmuş, onu çıkaran olmuşum ben.
Benim yerime düşen olmuş, onu çıkaran olmuşum ben.
Bir zaman;
Dünya düşmüş, dünya denilen dipsiz kuyuya.
Yusuf olmuşum mecburen düşmüşüm suya.
Yusuf olmuşum mecburen düşmüşüm suya.
Bir zaman;
Paralasam da tüm kelimeleri, ıslanmış gömlek,
Ruhum kaybolmuş kuyuda, çatlamış çömlek,
Ruhum kaybolmuş kuyuda, çatlamış çömlek,
Bir zaman;
Kuyu içinde kuyu, sanki rüya içinde rüya.
Kırılmış ruhumun kanatları, boğulmuş kuyuda mana
Kırılmış ruhumun kanatları, boğulmuş kuyuda mana
Bir zaman;
Mana da senin ruh da, senindir bu dipsiz derya,
Muhtacım Allah'ım, Yusuf yerine koy, yardım et bana!
Muhtacım Allah'ım, Yusuf yerine koy, yardım et bana!
O zaman;
Göğe yükselir ellerim, Yusuf beni bulur suda,
Kabul olur dileklerim, Ben Yusuf'u bulurum kuyuda...
Kabul olur dileklerim, Ben Yusuf'u bulurum kuyuda...
İşte o zaman;
Açılır basiretim, iner gözlerimdeki perdeler,
Hikmet dolar kalbime, misafirim olur melekler.
Hikmet dolar kalbime, misafirim olur melekler.
***
İnsan Bir Sanattır
İlahi bir sanat sergisi
İnsan, Vicdan, Kur'an ve Kainat
İnsanın emrinde, insana köle olmuş alem,
Bakışlarında saklı, fani bir lezzet olmuş hayat
İnsan değerli bir pırlanta, insan eşsiz bir sanat
Huzur iklimine götürüyor, yüzündeki estetik
İnsan bir ayna, insanda yansıyor hakikat
İnsan, Vicdan, Kur'an ve Kainat
İnsanın emrinde, insana köle olmuş alem,
Bakışlarında saklı, fani bir lezzet olmuş hayat
İnsan değerli bir pırlanta, insan eşsiz bir sanat
Huzur iklimine götürüyor, yüzündeki estetik
İnsan bir ayna, insanda yansıyor hakikat
Madde
ile mana buluşuyor kalbde
Ney
misali inliyor insan
Ruh bir
kuş olmuş beden kafesinde
Sır
içinde sır, sır içine gizlenmiş düşman
Aynada
çetin bir savaş, aynada latif duygular
Bir
kandil olmuş, yanıyor insan!
Yusuf Avcu, İnsan Bir Sanatır 1
***
Gecelerde
İzlersen yıldızları tefekkürle,
Bir kehkeşan belirir gecelerde.
Tevbe, dua, zikir ve şükür ise,
Gönül gözüne, “Can”dır gecelerde.
Ağlarsan hata ve günahlarına!
Gönlüne nur, saçılır gecelerde,
Gözünden süzülen, iki damla yaş,
Beden gözüne, “Can”dır gecelerde.
Az gül, biraz yalnız biraz da aç kal,
Kalkacaktır gözlerindeki perde.
Allah deyip seyre dalmak alemi,
İki gözüne, “Can”dır gecelerde.
Gönül gözün ile bak, özünü gör,
Zerreden kürreye, gez gecelerde.
İlim deryasında bulduğun teklik,
Vicdan gözüne, “Can”dır
gecelerde.
Yusuf Avcu
***
Yusuf Gibi
Dert dostumdur, çile arkadaşım.
Derman Allah’tan, hüzün tek yoldaşım.
Derdimle ikiz doğmuşum, doğunca başlamış çilem.
Cemre yerine hüzün düşmüş, bir kor gibi içime.
Miras olarak dert bırakmış,
Adımı Yusuf koymuş dedem.
Yusuf inilti demek, Yusuf hüzün demek.
Yusuf ıstırap, Yusuf kalp acısı, Yusuf gözyaşı demek.
Yusuf rüyaların bekleyen kahramanı,
Yusuf çaresizlere taptaze bir umut,
Yusuf bir merhem yaralara.
Yusuf ıssız çöllerde bir damla su,
Yusuf tatlı bir gıda açlara.
Yusuf rüzgȃrla gelen misk,
Yusuf muştulu bir haber kuşlarla gelen.
Yusuf doymuşluğa ermiş bir ruh,
Yusuf bir masum kuyulara itilen.
Yusuf bir köle pazarlarda satılan.
Yusuf bir mahkum zindanlara atılan.
Derdin içine gizlenmiş derman,
Kuyu zindan, zindan mektep olmuş,
Kuyuda su ararken Yusuf’u bulmuş susuzlar.
Yusuf sultan olmuş saraylara,
Derdi olmuş derdine derman.
Ya ben!..
Yusuf Avcu
***
İyi
Millet takılı kalmış ok ile yaya
Aslında Kayı'ya emanet bir sırdır
" iyi " işarettir kutsa blir soy'a
Bu sırrın ilk atasıdır Adem ile Havva
Kayı, Oğuz, Yafes derken çıkar Nuh'a
Bir neslin mührüdür, simgesidir " ıYı "
Yani işarettir Muhammed Mustafa'ya
Elif olan Allah, insandan ayna dilemiş
Zülkarneyn de lam olmuş, aşka gelmiş
Sır ile "iyi " sırlamış zahir batın ilmini
Tevhidi başına boynuz, Oğuz'a sır eylemiş
Yusuf Avcu
***
Her gecenin bir sabahı var
Dünyam zindan, geceler hep karanlık
Kararmış hep kalpler, ölmüş insanlık
Cemre düştü, dert çatladı içimde
Gelmedi derman, gelmedi aydınlık!
Yusuflar kuyuda geçmiyor kervan
Çareler tükendi dönmüyor devran
Güller küle döndü, dönmüyor güle
Yetiş acilen, ey dertlere derman!
Bulutlar kapkara inmedi rahmet
Çilemiz doldu, kopmadı kıyamet
El açıp yalvarıyorum Rabbim
Sönsün diye fitne, insin inayet!
Nurlansın ufuklar, yıkılsın duvar
Yalnız değilim, Yaradan bana yar
Dağılsın bulutlar, sökülsün şafaklar
Her karanlık gecenin bir sabahı var
Yusuf Avcu, Dertlere Derman
***
Neler olacak neler
Ağaçların ağzı kuruyacak,
Pınarların dibi çatlayacak
Öksüzlerin gözyaşından başka
Hiç su kalmayacak!
Yetimlerin ahından başka
Gökte duman olmayacak!
İnsanlar bulutu,
Ağaçlar suyu unutacak.
Dağlar unutacak yeşil otu
Ne bahçelerde ürün olacak!
Ne de bir damla rahmet inecek!
Çekirgeler bostanları
İnsanlar çekirgeleri yiyecek.
Birbirini yiyecek tüm mahluklar.
Fakir olan şöyle dursun
Açlıktan zenginler ölecek.
Yahu kör müsünüz?
Lütfen artık görünüz!
Kıtlık yılları gelecek!
Aslınıza dönünüz!
Tepenizde dolanıyor
Kara bulut gibi kabuslar,
Ülkenin tam üstüne
Ufkunuza çökecekler.
Sükut edecek sebepler
İmana gelecek zalimler.
Ama artık ne fayda!
Şehirleri yok edecek
Seller, zelzeleler, afetler...
Bir baksanıza fezaya
Meleklerle dolmuş gökler.
Tepenizde yumruk olmuş
Belalar, musibetler, diyetler.
Yahu kör müsünüz?
Lütfen artık görünüz?
Gökten azap inecek,
Aslınıza dönünüz!
Yusuf Avcu
***
Çığlık
Umutlar, hayaller, dualar...
Ve gülüşlerle karşılanır çığlık.
Yürekten çığlık olup birlikte doğar,
Gülmeler, ağlamalar, gözyaşları...
Bir ara tatlı gülüşler, kahkahalar...
Bir zaman yürek burkan ağlamalar...
Sonra aşure olur ağlamalar gülüşler...
Ya sevinçten, ya elemden akar,
Ama çok yalnızdır gözyaşları.
Derken donmuş buz gibi olur gülüşler...
Unutulur, akmaz olur gözlerden yaşlar,
Doğumdakinden daha şiddetli
Ama artık sessizdir ağlamalar...
Hatıralarda kalır gülücükler...
Ağlamakla gülmek arasında,
Kararsız kalır zavallı yürek...
Demir döver gibi döver yüreği,
İçe dökülür gözyaşları....
Derken gülmek ile ağlamak arasında
Güle ağlaya geçip gider ömür...
Dayanamaz artık, durur yürek!
Ve çığlıklar, ağlamalar, gözyaşları...
Bir tohum olur, bir umut olur,
Geldiği yere, yüreğe gömülür,
Bir umut iken hayal olur,
Hatıra olur gözyaşları.
Yusuf Avcu
***
Yakasım Geliyor
Ateşe su atmak yerine
Ateş olup alev saçanları
Volkan olup, mağma olup
Cayır cayır yakasım geliyor!
Ateşe güvenip ateş yakanları
Bulut sanıp dumana kananları
Yangın içinde yangın olup
Cayır cayır yakasım geliyor!
Sevgi yerine nefret yayanları
Şerefsizi, namerdi adam sayanları
Yemenden çıkan alev olup
Cayır cayır yakasım geliyor!
Sihirden büyüden medet umanları
Sahte ateşi gerçek sananları
Cehennemden bir kor olup
Cayır cayır yakasım geliyor!
Ateş yakıp ateşten olanları
Kadere küfreden ahmakları
Volkandan uçan kızgın lav olup
Cayır cayır yakasım geliyor!
Şeytanlaşanları, şeytanları
İnsan görünümlü hayvanları
Merhametsiz ve vicdansızları
Cayır cayır yakasım geliyor!
Aşktan nasibi olmayanları
Hakiki aşkla doymayanları
Aşk ateşinde saf kömür olup
Cayır cayır yakasım geliyor
Kana susamış zalim kulları
Kin ve nefret dolu buzulları
Oksijen olup, hidrojen olup
Cayır cayır yakasım geliyor
Nefsime bile yok ki insafım.
Ne olur, affet beni Allah’ım
Bir umut olup umutsuzluğu
Cayır cayır yakasım geliyor
Senin ateşin yakar öfkemi.
Merhamet et bana, yakma
beni!
Yakacaksan aşkın için yak.
Öyle yak bitir ki, kül et
beni!
Sana layık olan kul et beni!
Yusuf Avcu
***
***
Umut
Ne fırtınalar, ne kasırgalar koptu
Şu kısa, şu fani hayatımda
Ne zelzeleler, ne depremler oldu
Ruhum, aklım, kalbim, her yanımda
Hiç birinde kopmadım umutlarımdan
İçimde kıyametler kopsa da
Ben, yarınlarımın özlenen baharıyım
Ben, yarınlarımın beklenen sabahıyım
Ruhum, aklım, kalbim, hepsi yarınlarda
Şu kısa, şu fani hayatımda
Ne zelzeleler, ne depremler oldu
Ruhum, aklım, kalbim, her yanımda
Hiç birinde kopmadım umutlarımdan
İçimde kıyametler kopsa da
Ben, yarınlarımın özlenen baharıyım
Ben, yarınlarımın beklenen sabahıyım
Ruhum, aklım, kalbim, hepsi yarınlarda
Yusuf Avcu
***
***
Aşk
İnsan mısın, tırtıl mısın!
Niye sürünürsün be hey şaşkın
Arş'dan yer altına kadar
Yüzlerce kanadı vardır Aşk'ın
Tutun aşkın bir kanadına
Renkli bir kelebek gibi
Gör bak nasıl uçarsın
Niye sürünürsün be hey şaşkın
Arş'dan yer altına kadar
Yüzlerce kanadı vardır Aşk'ın
Tutun aşkın bir kanadına
Renkli bir kelebek gibi
Gör bak nasıl uçarsın
Yusuf Avcu
***
Hayat kaynakları su,
Ama suyu aşmış nilüfer çiçekleri.
Çalılığa yuva yapmış ördekler
Çiçeklere konmuş bayram böcekleri
Ne balıkların sudaki dansı
Ne de kehkeşanların yansıması
Işığa koşmuş nilüfer çiçekleri
Yeşilin misafiri olmuş yeşil kuşlar
Sanki şarkı söylüyor martılar
Bin bir ilham verdi göçüp giden kış
İlham pınarı oldu, gönlüme bahar
Dertlere derman oldu kainat kitabı
Hem ilim hem tefekkür kapısı
Ne güzelmiş penceremin manzarası...
Yusuf Avcu
***
***
***
***
Açıldı sürgülü kapılar
Zeus Çiçeğine arı kondu.
Bilgi ateş idi, sır oldu
Gökkuşağı bile dondu
İris’in de adı değişti
Mezarlık Zambağı oldu.
Bir arı bitirdi Zeus’u
Çiçeği de bal oldu.
Sır dahi alev aldı,
Zeus yok oldu!..
Ufukta boynu bükük bir çiçek mi,
Karanlıkta kalmış bir yürek mi?
Çiçeğe mi, inciye mi bakarsın
Yoksa olmaz denilen bir dilek mi?
***
Müjdeler olsun!
Kainatın simasında
Şu dünyanın semasında
Binbir ismin şuasında
Nice yıldız ziyasında
Karanlıklar arasında
Parlak Hilal hizasında
Ayla yıldız manasında
Bir Ramazan Cuma’sında
Bu Yusuf’un rüyasında
Yeni bir “Güneş” doğdu
Yusuf Avcu
***
***
Sanat
Bak
dostum!
Sanat
insanın yüzünde.
Sanat
insanın gözünde.
Sanat
insanın sözünde.
Ne insandaki benzerlik
tesadüf
Ne benzerlikteki incelik
Düşün, düşün bir kere!
Göz koyunda da var,
Hatta kocaman dil var öküzde
Ne koyunun gözü sen gibi görüyor,
Ne de öküz bülbül olup geliyor dile
Ayna olamadın, bari aynaya bak
Çünkü hakiki sanat var
Senin cahil özünde!
Yusuf Avcu
***
Penceremin Manzarası
Ama suyu aşmış nilüfer çiçekleri.
Çalılığa yuva yapmış ördekler
Çiçeklere konmuş bayram böcekleri
Ne balıkların sudaki dansı
Ne de kehkeşanların yansıması
Işığa koşmuş nilüfer çiçekleri
Yeşilin misafiri olmuş yeşil kuşlar
Sanki şarkı söylüyor martılar
Bin bir ilham verdi göçüp giden kış
İlham pınarı oldu, gönlüme bahar
Dertlere derman oldu kainat kitabı
Hem ilim hem tefekkür kapısı
Ne güzelmiş penceremin manzarası...
Yusuf Avcu
***
Gitti Gitti
Gitti gitti gittiiii!
Adalar Yunan'a
Doğu Türkistan Çin’e
Gazze İsrail’e
Kerkük İran'a
Bosna Sırplara gitti.
Altın taktık İngiliz'e,
Kıbrıs'ı sevsin diye.
Kırım'ı kırdı Ruslar,
Alman,Fransız bir oldu,
Bölüştüler, Suriye bitti.
Uçtu gitti Libya, Cezayir, Mısır...
Peki ya büyük başlar?
Amerika'ya kalan ne?
Ruslara ne gitti?
Ne kaldı, ne bitti?
Gittiii gittiii...
Yusuf Avcu
***
Tohum
İsrail'den KISIR TOHUM aldık.
Yedik Alman PATATESini soy sop,
ÖKÜZ öldü TOPRAĞIMIZ taşa döndü.
İngilizin kılçıklı ARPAsını aldık,
Elde ne tavuk ne yumurta kaldı.
MISIR aldık Ukrayna'dan
GDO'lu misir çıktı.
Avrupa'dan HAYVAN aldık;
Ya kavurma ya da mangal
yaptık.
Boşnak katilini kasap sandık,
Sırplardan MUNDAR ET aldık.
KURU FASULYE aldık Çin'den,
Taze fasulye hayal oldu.
PİRİNÇ aldık Mısır'dan;
Obezlik hayaldi gerçek oldu.
İran'dan soğan aldık. Gazı GAZ getirdi.
Aldık İran
gazını, CS'li galiba, millet salağa yatıyor,
Rusya'ya salatalık sattık, domatesi geri aldık.
Hele
Rus BUĞDAYını almamız yok mu,
Rus erkekleri kardeş, Rus kadınları avrat sandık.
Soyumuza fitne saldık.
Afrika'dan ARMUT aldık.
Armutsuz kalan ayılar
şehirlere daldı.
Romanya'dan AYÇİÇEĞİ aldık,
Önümüze gelene kıvırtır olduk
ANTEP FISTIĞImız İtalya'dan olunca boğa gibi azdık.
KKTC'den DOMATES aldık,
Kendilerini bir halt sandılar.
ÇAYı Konya zannederek Kenya'dan aldık,
Karadeniz kapkara oldu.
Sri Lanka'nın
kaçak çayına kaldık.
Fransa'dan ELMA aldık, sirkeden olduk.
Ne saframız ne midemiz kaldı.
PAMUK aldık ABD'den,
Rüyalarımız İngilizce oldu.
ABD'den ENGİNAR aldık.
Onun yerine silah verdiler.
Savaşta mermisiz kaldık.
SALATALIK diye Gürcistan'ın Acuruna kaldık.
SALATALIK diye Gürcistan'ın Acuruna kaldık.
Ukrayna'dan KABAK aldık,
İmamların bile hormonları bozuldu.
İspanya domatesle oyun oynuyor,
Bizse MARUL'da bile mahkumuz onlara.
Yedik Alman PATATESini soy sop,
At it ne varsa birbirine karıştırıp birbirimize
daldık.
Aldık Macar YULAFını, yedik Macar SALAMINI
kendi kendimizi esir aldık
Peru NARıyla ekşidi suratımız
Kibir, haset, gurur yaptık.
Yedik Hindu NOHUTunu,
Namaz yerine yogaya daldık.
MERCİMEĞİ öğrettik Kanada'ya,
Adamlar fırına cerdi, mahkumuz onlara.
ÜZÜM BAĞLARIMIZ vardı dağ oldu.
Ne ÇİÇEK kaldı ne böcek,
ARIlarımızın katığı şerbet, yaptığının adı BAL oldu.
PAMUĞU sattık, iplik olarak geri aldık.
Biraz ZEYTİNimiz vardı, ağacını kesip yol yaptık.
KURU SOĞAN aldık, taa Hollanda'dan, Hollanda kadar
olamadık.
Bizi ne ÇAY, ne de FINDIK kurtarabildi.
İsrail'in KISIR TOHUMU ile başladı herşey!
Bulgar'ın kuru SAMANına,
Yunan'ın GDO'lu BUĞDAYına
bile muhtaç kaldık.
GDO'lu YEM aldık,
SÜTü YOĞURDU ak pak sandık.
Yani tarımda KURAK,
Hayvancılıkta KISIR kaldık.
ÖKÜZ öldü TOPRAĞIMIZ taşa döndü.
AĞACIMIZ yandı, SUyumuz Arş'a döndü.
Hayvancılık bitti, toprak tezek kokmuyor.
Çiftçi çoktan ölmüş,KÖYLÜYÜ yaşıyor sandık.
Ne bulduysak yedik,
Yediğimize benzedik!
Bir zamanlar vardı hepsi,
Bitti gitti BOLLUK yılları.
Artık KITLIK geliyor,
Uyanmazsak AÇ kaldık.
Yusuf Avcu
***
Hayat
Biz hep böyleydik
Hep böyle yaşadık hayatı
Hep ölümün kıyısında
Hep yer ile gök arasında.
Umuda bile umut olduk
En imkansız uçlarda
Hep böyle yaşadık hayatı
Hep ölümün kıyısında
Hep yer ile gök arasında.
Umuda bile umut olduk
En imkansız uçlarda
Yusuf Avcu
***
Zeus Çiçeği
Açıldı sürgülü kapılar
Zeus Çiçeğine arı kondu.
Bilgi ateş idi, sır oldu
Gökkuşağı bile dondu
İris’in de adı değişti
Mezarlık Zambağı oldu.
Bir arı bitirdi Zeus’u
Çiçeği de bal oldu.
Sır dahi alev aldı,
Zeus yok oldu!..
Yusuf Avcu
***
Bakış
Ufukta boynu bükük bir çiçek mi,
Karanlıkta kalmış bir yürek mi?
Çiçeğe mi, inciye mi bakarsın
Yoksa olmaz denilen bir dilek mi?
Yusuf Avcu
***
Müjde
Kainatın simasında
Şu dünyanın semasında
Binbir ismin şuasında
Nice yıldız ziyasında
Karanlıklar arasında
Parlak Hilal hizasında
Ayla yıldız manasında
Bir Ramazan Cuma’sında
Bu Yusuf’un rüyasında
Yeni bir “Güneş” doğdu
Yusuf Avcu
***
İstek
Bir
ayağımı Dünya'ya,
Almak
istiyorum avuçlarıma Güneş'i
Nefesimle
dondururken
Dönen
alemleri,
Harlamak
istiyorum
Yüreğimdeki
ateşi.
Yıldırım
olup çarpmak istiyorum
Nuru
sönen yıldızlara.
Şimşek
olup parlamak istiyorum
Vefasız
karanlıklara.
Dokunmak
istiyorum aşk ile
Parlayan
yıldızlara.
Ve
sonra;
Yetişmek
istiyorum rüzgarlara
Sarılmak
istiyorum bulutlara
Yağmur
olup yağmak istiyorum
Kirlenmiş,
masum topraklara...
Nefsin
zulmüyle yaralanmış,
Bir
türlü yeşermeyen umutlara...
Mayasız
kalmış hayasız duygulara.
Aşka
inat körüklenen
Yüreklerdeki
ateşli yangınlara...
Yusuf Avcu
***
Yusuf Avcu
***
Yusuf Avcu
***
Yusuf Avcu
***
Yusuf Avcu
***
Ne çamurdan yaratıldığını unut,
Ne de başkasına çamur at!
Ne anne karnında yattığını unut,
Ne de başkasına su sıçrat!
Ne var alemde, o var Adem'de,
Önce anla alemi, sonra Adem'e anlat!
Ne yaratanı unut, ne de hor gör yaratılanı
İşine mi gelmedi, öyleyse git mezarda yat!
Yusuf Avcu
***
Yusuf Avcu
***
Yusuf Avcu
***
Şimdi düşün!
Evet evet, tam da şimdi..
Kapat gözlerini, öldüğünü düşün!
Uyuyor oldukları için düşünemeyenleri değil,
Son uykuya dalan kendini düşün!
Mecburen geride bıraktıklarını değil,
Geride bırakamadıklarını düşün!
Vedalaşabildin mi bedeninle?
Düşünsene, o bile gelmedi seninle...
Şimdi söyle; altın mısın, kömür mü?
Ederin ne senin, nereye gidiyorsun böyle?
Gittin, bittin, tükendin öyle mi?
Bir düşün; biten sen misin, ömür mü?
Bu kadarcık yeter sana, aç gözlerini!
Düşünsene, az önce düşünen garibi...
Sahi düşünmüş mü gerçekten?
Düşünürken ölmüş mü?
Ya da doğmuş mu düşünürken?
Bulabilmiş mi kendini?
Hatırlamış mı seni?
Bitsin artık bu zillet
Ya öyle bir aydınlat ki
Bitsin artık bu eziyet
Tüm insanlık çıktı yoldan
Ne ar kaldı, ne de izzet.
Ne kalplerde kaldı iman,
Ne de ahirete bir bilet.
Ya lütfunla kaldır bizi
Uyansın gafletten millet
Ya da önce affet bizi
Sonra kopsun kıyamet
***
Yapraklar Döküldüğünde
Kötülükten vaz geçersin
Artık değiştiremezsin
Yapraklar döküldüğünde.
Ölüm kapına gelince
Kötüydün kendi halince
Bu da sana korku verir
Yapraklar döküldüğünde.
Bir de çamura düşmüşsün
Kendini üstün görmüşsün
Çok üzüntü çekeceksin
Yapraklar döküldüğünde.
Biraz iyilik etseydin
Hakkın yoluna gitseydin
Büyük bir ilgi görürdün
Yapraklar döküldüğünde.
Gerçek hayat ahirettir
Ameller ora bilettir
Mal, mülk geçersizdir artık
Yapraklar döküldüğünde.
İbadet et çekme zeval
Hayat olsun sana misal
Bu dünya bir çeşit masal
Yapraklar döküldüğünde.
Sararır bahçeler bağlar
İçini bir korku dağlar
Yalnızca dallar mı ağlar?
Yapraklar döküldüğünde.
Bülbül gül ile buluşur
Aşık maşuğa kavuşur
Ağaçlar bile konuşur
Yapraklar döküldüğünde.
Sur’un ilk sesi duyulur
Mahşerde mizan kurulur
Dünya hesabı sorulur
Yapraklar döküldüğünde.
Sonsuz kapılar açılır
Ya nur, ya alev saçılır
Sır’at kolay mı geçilir?
Yapraklar döküldüğünde.
Yusuf Avcu
***
Bitiyor Karanlık
Her karanlık gecenin bir sabahı var!
Korkmayın, artık son deminde karanlık.
Belki devran dönüyor, belki şafak söküyor
Kimilerine eşsiz bir azap, kimilerine inayet iniyor
Belki geliyor adalet, belki de sınav bitiyor
Güle ağlaya Cehenneme gidiyor
Belki de son deminde insanlık.
Ama kesin bitiyor karanlık..Yusuf Avcu
***
Sırlı Pencere
Tatlı bir kıvılcım, bir güzel düşünce
Tefekkürle açılan bir sırlı pencere,
Hakikate ulaştıran bir yol var
içinizde.
Kuralları Kur’an, kaynağı vicdan olan.
O yol ki; İnsandaki sanatın yorumu…
O yol ki; Acz, fakr, şevkat yolu
O yol ki; şükür ve tefekkür dolu…
***
Kur'an
Kur’an; hem ilimdir, hem hikmettir, hem de şeriat
Hastalara şifa, mü’minlere
rehber, ȃleme rahmettir.
Maddi dertlerimin dermanı, manevi dertlerimin ilacı,
Kul olana anlatır aşkı, Kur’an en nadide çiçektir.
Kur’an; hȃlime ibret, kalbime nasihat, aklıma marifet
Kur’an; Ruhuma saadet, duygularıma lezzet, evime bereket
En büyük sevap, en etkileyici hitap, en güzel kitap,
Geçmişime şefkat, şu ana adalet, geleceğime merhamet,
Okuyana anlatır aşkı, Kur’an ȃlemlere rahmettir.
Yusuf Avcu
***
Ey İnsan!
Ne çamurdan yaratıldığını unut,
Ne de başkasına çamur at!
Ne anne karnında yattığını unut,
Ne de başkasına su sıçrat!
Ne var alemde, o var Adem'de,
Önce anla alemi, sonra Adem'e anlat!
Ne yaratanı unut, ne de hor gör yaratılanı
İşine mi gelmedi, öyleyse git mezarda yat!
Yusuf Avcu
***
İyi Dinle!
Ey nefsim, iyi
dinle!
Çünkü unutmuşsun acizliğini,
Çünkü unutmuşsun acizliğini,
Unutmuşsun
fakirliğini.
“Elif” gibi dimdik sanıyorsun kendini.
Oysa marifet; “Dȃl” olabilmekte, “Vav” kalabilmekte.
Gaflet, hırs ve benlik belasından kurtulup,
“Elif” gibi dimdik sanıyorsun kendini.
Oysa marifet; “Dȃl” olabilmekte, “Vav” kalabilmekte.
Gaflet, hırs ve benlik belasından kurtulup,
Hakk’a teslim
olabilmekte.
İşte o zaman
erişirsin rahata.
Ne şekilde belirlenmişse kaderinde,
Yürekten bir
“eyvallah” de,
Hakk’ın
verdiklerine vermediklerine.
Yusuf Avcu
***
Zirve ve Çukur
Dibe vurduğun zaman
Gerek kalmaz tutunmana
Artık düşmüyorsun ne de olsa
Zaten herkes iter seni.
Dünya bile! Şeytan bile!
Zirveye yöneldikçe;
Aşağılara çeker herşey seni.
Yer çeker, amansızca iter gökler
Şeytanla bir olur sana tutunanlar
Tek çeken onlar değil ki!
Sen bile çekersin seni!
Zirveye çıkınca ise,
Tutunacak dal bulamazsın.
Gidecek yol bulamazsın.
Korkudan aşağı bakamaz,
Ama bulutlara da çıkamazsın.
Kendini aşağı atamaz, yani uçamazsın.
Hele yan gelip, hiç yatamazsın.
Sebepler sükut ettiği zaman,
Dipte de, gökte de sensin aciz.
Dipte olunca da sığın Allah’a
Allah'a kul ol, çıksan da semalara
Yardımı yalnız Allah'tan dile!
Muhtaçsın aç ellerini Allah’a
Bir hiçsin, naçiz ve çaresiz
Yusuf Avcu
***
Hatıralar
Geçip gitse de
yıllar,
Kaybolmadı,
öylece duruyor anılar!
Ne dostlarım, ne de arkadaşlarım
Ne dostlarım, ne de arkadaşlarım
Ne de unutuldu gördüğüm
simalar.
Üniversite, lise, ortaokul, ilkokul,
Üniversite, lise, ortaokul, ilkokul,
Ve küçüklüğüm,
hepsi aklımdalar.
İsim isim, resim resim, cisim cisim
İsim isim, resim resim, cisim cisim
Hepsine ayrı
bir yer kazındı
Hafızama taht
kurdu hatıralar...
Yusuf Avcu
***
***
Düşün!
Şimdi düşün!
Evet evet, tam da şimdi..
Kapat gözlerini, öldüğünü düşün!
Uyuyor oldukları için düşünemeyenleri değil,
Son uykuya dalan kendini düşün!
Mecburen geride bıraktıklarını değil,
Geride bırakamadıklarını düşün!
Vedalaşabildin mi bedeninle?
Düşünsene, o bile gelmedi seninle...
Şimdi söyle; altın mısın, kömür mü?
Ederin ne senin, nereye gidiyorsun böyle?
Gittin, bittin, tükendin öyle mi?
Bir düşün; biten sen misin, ömür mü?
Bu kadarcık yeter sana, aç gözlerini!
Düşünsene, az önce düşünen garibi...
Sahi düşünmüş mü gerçekten?
Düşünürken ölmüş mü?
Ya da doğmuş mu düşünürken?
Bulabilmiş mi kendini?
Hatırlamış mı seni?
Anlamış mı öleceğini
Düşünmüş mü öleceğini?
Yusuf Avcu
***
***
Neden?
Bu millet;
Zina eder, cünüp gezmez
11 ay içer, ramazanda içmez,
Kul hakkı yer, sol elle yemek yemez,
Ölülerin yanında örtünür, dirilerin yanında saçılır
Teravih kılar, farz kılmaz,
Kur'an kitabını belinin üstünde tutar,
Zina eder, cünüp gezmez
11 ay içer, ramazanda içmez,
Kul hakkı yer, sol elle yemek yemez,
Ölülerin yanında örtünür, dirilerin yanında saçılır
Teravih kılar, farz kılmaz,
Kur'an kitabını belinin üstünde tutar,
Hükümlerini ise
ayaklarının altında.
Bu kadar olsa yine iyi...
Herşeyi bilir, ama hiçbir şey bilmez,
İşine geleni duyar, işine gelmezse önündekini görmez
Bu kadar olsa yine iyi...
Herşeyi bilir, ama hiçbir şey bilmez,
İşine geleni duyar, işine gelmezse önündekini görmez
Bilen var mı neden?
Yusuf Avcu
***
***
Allah’ım!
Ya kapat dünyanın ışıklarını
Bitsin artık bu zillet
Ya öyle bir aydınlat ki
Bitsin artık bu eziyet
Tüm insanlık çıktı yoldan
Ne ar kaldı, ne de izzet.
Ne kalplerde kaldı iman,
Ne de ahirete bir bilet.
Ya lütfunla kaldır bizi
Uyansın gafletten millet
Ya da önce affet bizi
Sonra kopsun kıyamet
Yusuf Avcu
***
Başın Sağolsun
Besmele kadar can verdik
Bir o kadar da kan verdik
Şehit verdik, kurban verdik
Başın sağolsun Türkiyem
Yusuf Avcu
***
Umut
Bazen UMUT;
Gizlenir kelebeğin kanatlarına, bekler çiçeği.
Bazen UMUT;
Gizlenir tomurcuğun yapraklarına, bekler güneşi.
Bazen UMUT;
Açan gülde kanat çırpan kelebek gibidir.
Bazen UMUT;
Yağmur olur, su olur yeşertir toprağı.
Bazen UMUT;
Kurutur gülü sarartır yaprağı. Bazen ise, uçar gider
Soldurur gülü, kurutur yaprağı, çatlatır toprağı... Her ne olursa olsun, hiç bitmesin umudunuz. Çünkü, umuttur yeşerten hayatı.
Yusuf Avcu
***
Ne çamurdan yaratıldığını unut,
Ne de başkasına çamur at!
Ne anne karnında yattığını unut,
Ne de başkasına su sıçrat! Ne var alemde, o var Adem'de, Önce anla alemi, sonra Adem'e anlat! Ne yaratanı unut, ne de hor gör yaratılanı İşine mi gelmedi, öyleyse git mezarda yat!
Yusuf Avcu
***
Bazen saklar çileyi,
Görüntüdeki estetik,
Bazense söyler çileyi,
Çiledeki güzellik.
Kimi çilede sanır,
Kimi arar çilekeşte,
Kanmayın görüntüye,
Bakışlarda güzellik.
Meşe odunu közünde
Askıda beklesin bizi
Her zamanki yerde,
Çay demle kardeşim
Dertlerimiz gelsin dile
Kararsın aynı çaydanlık
Hüzün var gönlümüzde
Çay demle kardeşim
Tavşan kanı olsun yine
İmanımızı tazeleyelim
Al bayrağın gölgesinde.
Kibir, hırs, haset ve inat
Kendi sonunu hazırlıyor
Hiç fayda etmiyor nasihat
***
Başın Sağolsun
Besmele kadar can verdik
Bir o kadar da kan verdik
Şehit verdik, kurban verdik
Başın sağolsun Türkiyem
Yusuf Avcu
***
Umut
Bazen UMUT;
Gizlenir kelebeğin kanatlarına, bekler çiçeği.
Bazen UMUT;
Gizlenir tomurcuğun yapraklarına, bekler güneşi.
Bazen UMUT;
Açan gülde kanat çırpan kelebek gibidir.
Bazen UMUT;
Yağmur olur, su olur yeşertir toprağı.
Bazen UMUT;
Kurutur gülü sarartır yaprağı. Bazen ise, uçar gider
Soldurur gülü, kurutur yaprağı, çatlatır toprağı... Her ne olursa olsun, hiç bitmesin umudunuz. Çünkü, umuttur yeşerten hayatı.
Yusuf Avcu
***
Ey insan!
Ne çamurdan yaratıldığını unut,
Ne de başkasına çamur at!
Ne anne karnında yattığını unut,
Ne de başkasına su sıçrat! Ne var alemde, o var Adem'de, Önce anla alemi, sonra Adem'e anlat! Ne yaratanı unut, ne de hor gör yaratılanı İşine mi gelmedi, öyleyse git mezarda yat!
***
Azıcık İnsan Olun!
BEN KİM MİYİM?
Ermeni değilim! Hocalı'da, Akdamar’da hamile kadınlara tecavüz etmedim,
karnını yarmadım.
Amerikan değilim! Irak'ta sivilleri kurşuna dizmedim,
pazarları bombalayan ben değilim,
Alman değilim! Yahudi Aşkenaz Türkleri’ni gazla boğmadım.
İngiliz değilim! Masum insanları kesmedim, asmadım.
Çinli değilim! Asya’da soykırım yapmadım.
Rus değilim! Çeçenleri kılıçtan geçirmedim, Kırım’da
soykırım yapmadım.
Fransız değilim! Afrika’da hamile kadınları mancınıkla
fırlatmadım.
İtalyan da değilim ki, Fırsattan istifade kan dökmeden
toprak talep edeyim.
Ben; ataları hiçbir katliam yapmadan 4 kıta yedi denize
hakim olmuş,
Haçlı seferleri yapan Hıristiyanlara temizlik adabını
öğretmiş,
Yurtsuz kalan Yahudilere yurt bile yurt vermiş,
Topraklarında güneş batmamış, gemileri karadan götürmüş,
Türk korkusunun korkak Çinlilere koca Çin Seddini
yaptıran,
Kırk kişi ile kırk bin kişilik Çin sarayını basan akıncıların
torunuyum!
Ben Bir Türküm!
Türk töresini yazan Oğuzhan’ın torunuyum.
Ben Türküm; Orta Asya’dan türeyen, Anadolu’da büyüyen,
Avrupa içlerine yürüyen.
Ben Türküm; Dağlarda gemi gezdiren, taşlara destanlar kazdıran,
tarihi baştan yazdıran.
Ben Türküm; Adalete, mertliğe örnek olan, savaşta ölüme
gülerek giden, yeryüzünde her muradına eren .
Ben Türküm; Sancaklara, tuğlara baş eğdiren. Beylere, paşalara
hilat giydiren, kılıcını üç kıtada gezdiren .
Ben Türküm; Atilla’yı, Yavuzu, Fatihi var eden. Kralları,
imparatorları kendisine yar eden, düşmanına dünyasını dar eden.
Ben Türküm; Şahları, sultanları kul edinen. Altınları, elmasları
pul edinen. Kaftanları libasları çul edinen .
Ben Türküm; Zafer rüyasını görenlere saç yolduran, hezimete
uğratıp ümitleri solduran, müzelerde baş köşeleri dolduran.
Ben Türküm; Damarlarımda asil kanım. Benden bahseder destanım, türküm, şarkım,
manim, ağıtım.
Ben Türküm; Yokluk içinde, cephanesiz, topsuz ve tüfeksiz,
sadece iman dolu göğüsle 72 millete karşı savaşan.
Ben Türküm; Çağ açıp çağ kapatan, kana susayanı kanında
boğan, mazlum olana can olan.
Ben Türküm;
Türk esir olmaz, Türk bayraksız olmaz, Türk devletsiz olmaz, Türk ezansız
olmaz, Türk hürriyetsiz olmaz!
Ben, önce İnsanım; halife olarak,
sıfatlarına ayna olarak, ve de kul olarak yaratmış Allah beni.
Sonra
Müslümanım; Önce ruhumu yaratmış Allah, sonra yaratmış bedenimi.
Sonra ben
Türk'üm; Unutmayayım diye dedemi, ebemi, töremi.
Sonra
Oğuz'um, sonra Kayı'yım, bileyim diye neslimi.
Sonra Kençeklenir sır olurum, yaşatayım
diye töremi.
İnsanlık sıfat ve karakterim, Müslümanlık
tercihim, Türklük kaderimdir benim.
Nuh'a kadar
giderseniz Türk, Adem'e kadar giderseniz Adem’im.
Uğraşmayın
genimle, dinimle! Ne etikete ihtiyacım var, ne de yaftaya benim.
Yakınıyla
uzağıyla severim milletimi. Sizden bana ne, benden size ne!
Size mi
kaldı kim olduğum? Ya Kayı, ya Türk, belki de Adem olurum.
Yeter artık,
rahat bırakın beni!
Azıcık insan
olun!
Yusuf Avcu
***
Çile
Görüntüdeki estetik,
Bazense söyler çileyi,
Çiledeki güzellik.
Kimi çilede sanır,
Kimi arar çilekeşte,
Kanmayın görüntüye,
Bakışlarda güzellik.
Yusuf Avcu
***
Anlamazlarsa
Zeytin Dalı
Rum Narı
Rum Narı
Erik Dalı
Acem Balı
Anlamazlarsa;
Ey güzel Kırım
Deniz üstü köpürür
Yüksek yüksek tepelere.
Tuna nehri akmam diyor
Dillirga’nın tepelerine
Yine mi anlamadılar;
Dut Ağacı...
Efe Rüzgarı...
Gül Ağacı...
Harman Dalı...
Hala mı anlamadılar;
Anadolu Ateşi...
Ne zannettin! Türk’üz biz Türk.
Acem Balı
Anlamazlarsa;
Ey güzel Kırım
Deniz üstü köpürür
Yüksek yüksek tepelere.
Tuna nehri akmam diyor
Dillirga’nın tepelerine
Yine mi anlamadılar;
Dut Ağacı...
Efe Rüzgarı...
Gül Ağacı...
Harman Dalı...
Hala mı anlamadılar;
Anadolu Ateşi...
Ne zannettin! Türk’üz biz Türk.
Ninnilerle uyur, türkülerle yaşarız.
Bazen tarih yazarız, türkü olur dillerde.
Bazen tarih yazarız, türkü olur dillerde.
Bazen ülfete düşeriz, türküler kalır
dillerde.
Bazen ninnilerle uyuturuz bebelerimizi.
Bazen ninnilerle uyuturuz bebelerimizi.
Bazen de türkülerle uyuturuz
milletimizi...
Uyanmazsa millet; söylenen ağıt olur, yas olur.
Uyanırsa millet; kalplerde dua, dillerde marş olur.
Uyansın artık bu millet!
Yoksa titreyen arş olur!
Uyanmazsa millet; söylenen ağıt olur, yas olur.
Uyanırsa millet; kalplerde dua, dillerde marş olur.
Uyansın artık bu millet!
Yoksa titreyen arş olur!
Yusuf Avcu
***
Çay Demle Kardeşim!
Çay demle kardeşimMeşe odunu közünde
Askıda beklesin bizi
Her zamanki yerde,
Çay demle kardeşim
Dertlerimiz gelsin dile
Kararsın aynı çaydanlık
Hüzün var gönlümüzde
Çay demle kardeşim
Tavşan kanı olsun yine
İmanımızı tazeleyelim
Al bayrağın gölgesinde.
Yusuf Avcu
***
Susacaksın!
Susacaksın kardeşim!
Sebepler sükut etmişse,
İşin Allah'a kalmış,
Allah'a havale edilmişse
Susacaksın kardeşim!
Susacaksın ki hakikat tecelli etsin.
Sözünü de dilini de yutacaksın!
Zamansız ötme, çaylak horoz gibi
Ne hakkın var, heba etme hakikati!
Kerahat vakti susar tüm bülbüller,
Sen de susacaksın,
Nefsine saklayacaksın kelimeleri.
Allah dilerse;
Senin gözünde ODUN olan,
Yepyeni bir BUDUN olur.
Sebepler sükut etmişse,
İşin Allah'a kalmış,
Allah'a havale edilmişse
Susacaksın kardeşim!
Susacaksın ki hakikat tecelli etsin.
Sözünü de dilini de yutacaksın!
Zamansız ötme, çaylak horoz gibi
Ne hakkın var, heba etme hakikati!
Kerahat vakti susar tüm bülbüller,
Sen de susacaksın,
Nefsine saklayacaksın kelimeleri.
Allah dilerse;
Senin gözünde ODUN olan,
Yepyeni bir BUDUN olur.
Yusuf Avcu
***
İnsanı buz dağına çevirmiş,
Kibir, hırs, haset ve inat
Kendi sonunu hazırlıyor
Hiç fayda etmiyor nasihat
Yusuf Avcu
***
ALLAH
VERSİN!
Yalan, dolan, hile, gıybet,
Kalbine dolmuş kin ile nefret
Moda oldu iftira ile şiddet!
Tebliğ bile hayal oldu
Doğrulluğa zulmetmiş haset.
Allah sana şifa versin!
Hırsızlık, arsızlık haram dersin
Edep, haya, ahlak dersin
Nefsini ıslah edemedin
Daha kendini bilemedin
Kimi adam edeceksin!
Allah sana vicdan versin!
Vatan, millet, devlet dersin
Ya millet, ya devlet malı yersin
Ne okur, ne askere gidersin
Birlik dirlik çığlıkları atıp
Fitneye körükle gidersin
Allah sana akıl versin!
Her haltı sen yarsin
Tek doğru benim dersin
Dinini oyuncak edersin
Cennete çağırırsın milleti
Din diyerek dinsiz gidersin
Allah sana iman versin!
Kul hakkı haram dersin
Öksüz, yetim malı yersin
Sen sanki cennetliksin
Herkese kȃfir dersin.
Günah, haram şöyle dursun
Küfür ve şirkte zirvesin
Allah sana layıkını versin!
Kendine gel ey Müslüman!
Harama helȃl diyorsun,
Helȃl olana haram.
Bu nasıl bir iman!
Ya doğru yola gel,
Gerçek bir müslüman ol
Ya da Allah belanı versin
Vesselam!
Yusuf Avcu
***
Ay'dan Yıldız'dan,
Ay'la Yıldız'dan bakar gibi...
Bazen, böyle bakmak lazım dünyaya!
Cennete bakar gibi.
Bazen, böyle bakmak lazım dünyaya!
Cehenneme dönmesinden korkar gibi.
Yusuf Avcu
***
Bir telaş var uçan her kuşta
Milletin ahı toplanmış arşta
Yer kahroldu,felekler perişan
İnsanlar cahil, akıl yok başta!
Milletin ahı toplanmış arşta
Yer kahroldu,felekler perişan
İnsanlar cahil, akıl yok başta!
Yusuf Avcu
***
Bakalım
bilmecemi kim bilecek?
Bir elinde su var, bir elinde ateş.
Ateş zannettiğiniz sudur
Su zannettiğiniz ateş.
Su alev aldı, yetiş ya ateş!
Arslan diye hapsettiniz kediyi
Dinlemediniz biri, üçü, yediyi.
Arslan için, koca ormanı yaktınız
Arslan kuyudaydı, güya eğilip baktınız
Ateş zannettiğiniz sudur
Su zannettiğiniz ateş.
Su alev aldı, yetiş ya ateş!
Arslan diye hapsettiniz kediyi
Dinlemediniz biri, üçü, yediyi.
Arslan için, koca ormanı yaktınız
Arslan kuyudaydı, güya eğilip baktınız
Kuyuyu
bile ateşe verip yaktınız.
Büyü, sihir, hile ne varsa yaptınız
Hey gidi cennetlik Müslümanlar
Hem zulmedip, hem de baktınız
Katil yerine yaktınız bir masumu
Gayri ilahi adalet gelecek?
Anladınız mı rüyadaki yorumu?
Kuyuda su mu vardı, yoksa ateş mi?
Önce su mu bitecek, yoksa ateş mi?
Masum ağlayıp, gülecek mi zalim,
Peki, o masumu bilecek mi alim?
Bir aslan miyav dedi
Sizce kimi yiyecek?
Gelip çattı diyet anı
Adalete diyet kesecek!
Boş verin hapishaneleri
Zindan olacak evleriniz
Hapsettiğiniz masumu bulmadan
Ev hapsiniz dahi bitmeyecek!
Bela, musibet şöyle dursun
Kara bulutlar hiç gitmeyecek!
Aslan kim di, masum kim?
Bakalım kim bilecek!
Yusuf Avcu
Büyü, sihir, hile ne varsa yaptınız
Hey gidi cennetlik Müslümanlar
Hem zulmedip, hem de baktınız
Katil yerine yaktınız bir masumu
Gayri ilahi adalet gelecek?
Anladınız mı rüyadaki yorumu?
Kuyuda su mu vardı, yoksa ateş mi?
Önce su mu bitecek, yoksa ateş mi?
Masum ağlayıp, gülecek mi zalim,
Peki, o masumu bilecek mi alim?
Bir aslan miyav dedi
Sizce kimi yiyecek?
Gelip çattı diyet anı
Adalete diyet kesecek!
Boş verin hapishaneleri
Zindan olacak evleriniz
Hapsettiğiniz masumu bulmadan
Ev hapsiniz dahi bitmeyecek!
Bela, musibet şöyle dursun
Kara bulutlar hiç gitmeyecek!
Aslan kim di, masum kim?
Bakalım kim bilecek!
Yusuf Avcu
***
Anam ve Babam
Anam için Can’dım, babam içi Kan
Anam için cennet idim, babam için servet!
İkisi de gurbet oldu; ilahi, sırlı bir hikmet!
Babam devlet imiş, anammış nimet,
Anammış hazine, meğer babammış servet.
İlk aşkımdı, Can’dı anam; ilk sevdamdı, Yâr’dı babam!
Toprak gibiydi anam, gök gibiydi babam!
Babam yurt idi, babam diyardı; vatandı anam
Anam derya gibiydi, dağ gibiydi babam!
Anam; başıma taç imiş, derdime ilaç imiş,
Babam; mazime ışık, atime Sertaç imiş!
İkisi de Cennet kapısı, ikisi de rahmet sofrası
Anamın şefkatini özledim, babamın merhametini
Sormayın bana eksiklerimi!
Anam der ağlarım, babam der çağlarım…
Her ikisi de Rabbime emanet.
Ne hasrettir, ne özlem; bu başka bir şey,
Kokun öyle bir geldi ki, rüzgârla babam!
Doğumla ölüm, sanki aynı şey,
Şafakta hayalin, Güneş gibi doğdu anam!
Ömür biter, yine de anlatamam…
Her duamda varsın babam,
Her duamdasın anam!
Yusuf Avcu
Yorumlar
Yorum Gönder