Sümerler ve Gutlardan (Kut, Guz, Oğuz, Hun, Hazar) sonra, Orta Asya’dan Mezopotamya’ya akın eden Türk topluluklarından birisi de Kaslar olmuştur. Kaynaklarda As, Kas, Guz, Uz gibi farklı isimlerle geçen Kaslar; Guz (Oğuz) Karakas, Karagas, Gagavuz, Gumuk (Kumuk) ve Gur (Uygur) gibi farklı Türk boylarından oluşuyorlardı.
Mezopotamya bölgesinin hâkimiyeti Akadlara geçmeye başladığı dönemlerde bölgeye yoğun bir şekilde Kas/Guz/Oğuz göçleri başladı. Göçlerin ardından bölgede yoğunlaşan Kaslar, Babil hükümdarı Hammurabi’nin ölümünden hemen sonra Babil’e hücum etmiş, ancak başarılı olamamışlardır. Hammurabi’nin oğlu bu durumu bıraktığı tablette övünerek açıklar ve Kasları nasıl püskürttüğünü anlatır.
Kaslar bu başarısızlıktan sonra Kuzey Suriye’deki Fırat kıyılarındaki Ana (H-ana) kentine dönmüşler. Bu olaydan yaklaşık elli yıl sonra ise Babil’e hâkim olarak III. Babil hanedanını kurmuşlardır. Üçüncü Babil hanedanını M.Ö.1894 yıllarında Kas Hükümdarı Gandaş (Gan-daş, Kandaş, aynı kandan olan) kurmuştur. 1 125 yıl hükümran olmuştur.
Sonraki hükümdarları ise Agum (Agam), Kastiliaş (Kasdilli), Abirattaş (Yurttaş), Tazzigurumuş (Düşman vurmuş), Burnaburias (Kurt Burnu), Ulamburias (Alaca Kurt), Karaindaş (Antalya Karain bölgesinden, Karain mağarasından olan), Kadaşman (Akraba, Kara Hardaş/Kara Kardaş), Kudur (Kadır) olmuşlardır. Karain çevresi, Antalya’nın kuzey tarafı, Toros Dağları, Derebucak ve Gencek çevresi mağaralarla doludur. Bölge Selçuklulardan önce Başoğuzlular, Romalılar, Bizanslılar, Lidyalılar, Hititlere de ev sahipliği yapmıştır. Topoğrafik özellikler karşılaştırıldığı zaman, Toros Dağları’nın Tanrı Dağları’na çok benzediği görülür. Aynı şekilde Gencek ve çevresinin de Talas ve çevresine benzediği ve bölgeler arasında sınır gibi duran yüksek dağların ancak derin bir vadi aracılığıyla geçilebildiği görülür. Bölge, özellikleri bakımından Sır Derya bölgesinin bir kopyası gibidir.
Kençekçe ile Kas dilindeki benzerlikler, özellikle de Kas hükümdarlarının isimlerinin Kençekçede aynen kullanılıyor olması, Kaslar ın (Guz, Oğuz) Kençeklerle olan bağlantısını ortaya koymaktadır. Gardaş, Ağa, Karahardaş, Kadaş, Til, Tazzig, Garain, Daş, Gudur kelimeleri Kençekçede aynen geçmektedir.
Diğer taraftan Kaşgari Oğuz tabirinin ilk kökeni de yine Kasların yaşadığı Anadolu’dur. Kaşkar kelimesinin aslı Kaş-Kai şeklindedir. Zaten Kırım ve Karadeniz çevresinde Kayı boyu Kai Kangly olarak bilinir. Sonra Kangar Kınık olmuş, ondan da Kayı şekli doğmuştur. Genceklerin ata yurtlarından birisi olan Azer kelimesi de Ha-Zer kelimesinden gelmektedir. Oğuz, Oğ-Zor veya Oğ-Dor şeklinde açılabilir. Bu Kençeklerin fonoteğinden kaynaklanmaktadır. Zaten tarihteki en ünlü Dorlar, Kaşgari Oğuz boyudur. Kaşgar, Gaçar, Kaçgari, Acari gibi adlarla Mitridat (Bedri Dede) ve Darius (Toros) gibi kumandanlar yetiştirmiş, Sasani hanedanlarını çıkarmışlardır. Pantus kelimesinin aslı da Kaşgari Oğuz kökenlidir. Kençek fonetiğindeki Us-Oğ, Işığ, Oğ-Us şeklindeki Oğuz adının sıkışmış hâlinde Gus, Kuş, Kaş, Kas, Gas, Koz, Kiz, Gaş, Guş hâlleriyle Kaş-gar adı bulunur. Guş-ka-uri (Gaşgari), Uligass (Ilgaz) kelimelerinde olduğu gibi.
Roma öncesi Anadolu’daki Başoğuzlu veya Basileus (Baş ile Us) İmparatorluğu döneminde Sır Derya, Anadolu, Kırım ve Kafkasların Kaşgari Oğuz kültürünün etkisinde olduğu da aşikârdır. Başoğuzlu’nun yıkılmasıyla büyük bir darbe alan Sır Budun Kençekler, Toros Dağları’na hâkim olmayı her daim sürdürmüştür. Ataları olan Kaslardan ana vatanı olan bu bölge, her zaman Kençeklerin yurdu olmuş, Roma döneminde bile yüzyıllarca direnerek özerk bir beylik statüsünde kalmıştır.
Yusuf Avcu
Kutlu Birlik Kanı Gencek, Türk Sır Budunu Kençek
Yorumlar
Yorum Gönder