Faiz, fakirden zengine doğru bir para akışıdır. Nasıl ki zekâtta zenginden fakire doğru bir değer akışı söz konusu ise, faizde bunun tam tersi bir durum vardır.
Müslüman, başka birisinin malını ancak bir mal veya iş karşılığında alabilir. Faiz ise zamandan dolayı bir kişinin parasını karşılıksız almaktır.
Bu ise, alın terinin yani emeğin fakirden zengine doğru akması anlamına gelir. Yani sınırlı servetin herkesin arasında değil de, sadece belirli ellerde toplanıp, sadece belirli kişiler arasında bölüşülmesi demektir.
Servetin belirli kişiler arasında toplandığı her sistem zulüm sistemidir. Açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca insan varken; para, mal ve servet bazılarının elinde dönen bir devlet olmamalıdır. Devletler ise faiz sistemlerinin önünü açıp kendi halkının soyulmasına göz yummamalıdır. Bunun en büyük göstergesi her yıl hazırlanan devlet bütçeleridir. Eğer bütçe yatırım ve üretim bütçesi ise faiz yok olur gider. Ama tam tersine özelleştirme bütçesi ise hem devlet kurumları hem de halk faizin acımasız çarkları arasında maddi ve manevi olarak ezilmekle yüz yüze kalır. Kurtulmak dahi bir hayli zorlaşır.
Özelleştirme bütçeleri ile parklar, bahçeler, eğlence yerleri, yollar yaparsınız. Ama fabrikalarını kapatmak ve satmak zorunda kalırsınız. İktidar olduğunuzu zannedersiniz. Ama aslında küresel sermayenin distribütörü olmaktan başka bir şey yapamazsınız. Bir sonraki aşama Amazon gibi web siteler üzerinden istediğinizi rahatlıkla alabileceğiniz platformlar tarafından ülke ekonominizin sessizce işgal edilmesi olur. Onların ürettiği ürünleri almak zorunda kalmak sizi hiçbir şey üretemeyen bir topluluğa dönüştürür. Zira ürün de, pazar da, fiyat da onların tekeline girmiş olur. Dahası merkezleri yurt dışında olduğu için vergi de alamazsınız. Ciroları çok büyük olduğu için mücadele de edemezsiniz. Olası bir savaş durumunda ise lojistik gücünüzün yerinde yeller eser. Artık halkınız onların marketlerinde karın tokluğuna çalışan köle bir topluluğa dönüşmüş olur.
İnsanımızın her bir alın teri bu bütçeleri hazırlayan meclisimize emanettir. Bu meclisin bu emanete sahip çıkması gerekir. Böyle bir bütçeyi savunmak faizi, zulmü ve haramı savunmaktır.
Evet, faiz haramdır. Allah yasakladığı için haramdır. Müslüman’ın rızkı helal kazancıdır. Sebep dairesinde gerekeni yapar, netice Allah’a aittir. Faiz alan bir kişi ise gelirinden emindir. Yani emek sarf etmeden gelecek paradan emindir. Faiz insan için bir rızık değil, rızkı veren Allah’ın emrine karşı gelerek başkasının rızkını çalmaktır. Dahası insan; hayat ile ölüm, korku ile ümit, açlık ile tokluk ortasında bir yerdedir. Ve bunun farkına vardığı oranda mümindir. İşte faiz bunun farkına varılmasının önüne geçer. Güya yok iken rızık var ettiğini sanan insan, nefsine ilahlık yani gizli şirk yaşatır.
Diğer taraftan gerçek maliyeti üzerinde yapılan her ihale millete zulümdür. Millet malından aşırmadır. Kul hakkı yemektir, yolsuzluktur. Ve bu ihalelere bir de millet malında kullanım garantisi vermek faizin kılık değiştirmiş farklı bir halidir. Faizin dahi faizi söz konusu olur. Soygundur, talandır, yolsuzluktur, zulümdür. Bu yöntem ile yol yaparken yolsuzluk yapmış olursunuz. Halka hizmet etmek adına halka zulmetmiş olursunuz.
Özelleştirme yolu ile vatanın bütün lojistik mevkilerini sattığınızda, ihaleli faiz sistemi oyunlarıyla milletin gelecek nesillerini dahi borçlandırdığınızda, serveti sadece belirli ellerde toplayıp üretiminde önünü kapattığınızda, üretimi bitirip küresel çetelerin bir şubesine dönüştüğünüzde, yüksek borçlanmalar ile üretim yerine tüketim yatırımları yaptığınızda, üzerine bir de borçlanmaları döviz ile yapıp kurları da spekülasyonlarla çok yüksek tuttuğunuzda Haşr Suresi’nin 7.ayetine muhatap olursunuz. Çünkü siz Allah’ın verdiği servet ve gücü mazluma yönelik zulüm kılıcına döndürmüş olursunuz. Para, mal ve servet içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir güç haline gelmesin diye Allah böyle hükmetmiştir. Zulüm kılıcını çeken aynı kılıçla öldürülür.
Şüphesiz ki Allah’ın azabı çetindir.
Yusuf Avcu
Yorumlar
Yorum Gönder