Abdal iş
işlese gendi evinde işler
Abdal
dilene dilene, bey göllene göllene
Abdal ata
bindim bey oldum sanmış
Abdes
alırıka guş gibi, namaz gılarıka daş gibi
Acele işe
şeytan garışır
Acı soğanın
zararı gabına olur
Aç köpek
hurun yalar
Aç toyuk
gendini buğdey bazarında zanneder
Adam sandım
eşşeği, gaba yazdım döşşeği
Adamın
güççüğü, harmanın böyüğü sevilir
Adamın
eyisi hararda belli olur
Adın
çıkacağına canıng çıksın
Ağ ağça
gara gün uçundur
Ağaca
güvenme çürür, insana güvenme ölür
Ağaç
özünden yiğit sözünden belli olur
Ağır daş,
yerinde hoş
Ağır
yürüdüm ölü gelin oldum, hızlı yürüdüm deli gelin oldum
Ağşam
buludu gızardı mı öküzünü yemle; zabah buludu gızardı mı tazını çulla!
Ağşam erken
yat, zabah erken galk
Akça gökçe
vurullar yamayı, yitiriller bulamazlar anayı
Ak goyunu
gören, içi dolu yağ sanırımış
Ak göz
götürmez (Mallara nazar değince söylenir)
Akdır,
gayretin güder (Ayranı sulandırınca söylenir)
Akılı akıla
usmak ahmaklıkdır
Akıl
olmayınca ne yapsın sakal? Gayılı dağlara aşıran çakal. Gör bakalım hüslük,
gayış ne çeker
Aklıma
gelen başıma gelir
Akrep
akrabadan doğar
Ala garda,
boz dumanda yola mı çıkılır?
Alınıla
girdiğin evden salınıla çık! (Gelin öğüdü)
Allah bir,
yol ikidir (Cennet, Cehennem)
Allah’dan
umud kesilmez
Allah,
öğsüz goduğu kulunu padişah yapar
Altından
ele gümüş gaşık, gümüşden ele altı gaşık ister
Anandan
evvel ahıra girme (Mecliste büyüklerinden evvel lafa girme)
Anca
barabar, ganca barabar
Anamın oğlu
var beni neylesin, anamın gızı var gönül eylesin
Ana
rahminden geldim bu bazara, üç beş metre kefin aldım gidiyon mezara
Apdal
biceğiz olsa, yağlı övmeş ile beslerin
Arap eli
öpmeyile dudak gararmaz
Arif isen
ağna, eşşek isen diğne
Artık aş,
ya garın ağrıdır ya baş
Asılı
kökden, bekmezi küpden olmalı
Aşşağı
tükürürün sakal, yokarı tükürürün bıyık
Aşağı
Bağdat ırak olmaz
At gibi
git, it gibi gel
At ayıbıyla
satılır
At buldum
meydan bulamadım, meydan buldum at bulamadım
At dediğin
eşşek çıkar, eşşek dediğin at çıkar
Ataş olsan
cürmün gadar yer yakarsın
Ataş
yanmayan yerden duman çıkmaz
Atın ölümü
arpadan olsun
Atı at
yanına dakma huy gapar, huy gapmazsa tüy gapar
Atlar gelir
şakır şukur, benim babam neden fakir?
Ava geden
avlanır
Avcı,
bekçiyi yener
Avcı, kırk
gün daban eti, bir gün av eti yermiş
Avradı
ölene var, gıymatı bilene var
Avrat
ölüsü, yorgan yenisi
Avrat
vardır arpa unundan aş yapar, avrat vardır hazırını keş yapar
Avrılın
arpası, mardın görpesi (nisandan sonra arpa ekilmez)
Ay
yenilendimi aya bak
Aya bak ay
gibi olsun, güne bak gün gibi olsun
Ayda gelen
allı doğan da, günde gelen acı soğan (ayda yılda görünen kişi kıymetli olur)
Az yaşa çok
yaşa, akıbet gelir başa
Azı
bilmeyen, çoğu bilmez
Azı çocuğa,
çoğu ere gösterme (Çocuk azı görse fazlasını ister, koca çoğu görse nerden
buldun der)
Bağa bak üzüm olsun, yemeğe yüzün olsun!
Baş başa
bağlı, baş şeriata
Bel başının
otu, bel dibinden belli olur
Ben
gazandım, kim gölenise gölensin
Ben geldim
gelin görmeye, gelin getmiş çalı dermeye
Besle
gargayı, oysun gözünü
Böyük
nişlerse güçcük de onu işler
Bilmeyene
havadakı buludda yükümüş
Bin yaddan
bir tanıdık yeğdir
Bir ağaçtan
hem kaba olur, hem kürek
Bir at kırk
yıl kişnemez (Gençliğinde kişner)
Bir el başda,
iki el işde
Bir içim
gahvesi yok, eyreni yok içmeye, tahtıravanla gider sıçmaya
Bir gece
tasasız yatsam, o gece gonşum avradın boşar
Bir gece
gına, yedi gece düne
Bir gişinin
azığı, iki gişiyi aç gorumuş
Bir sülale
kırk yıl ileriye doğru gederimiş, kırk yılda geriye doğru gederimiş
Bir şahan
olduğu gayanın guşunu görür
Bir yunurum
hamırın varısa, erbabına yunurt
Biz eşşek
oldukdan sonra semer vuran çoğ olur
Boş torbaya
gafanı sokma! (Her lafa karışma)
Böğürtlen
yayıldım bağ oldum sanmış
Böyle beter
görmedim, yanağı tüter görmedim. Müseviri goyup da paçasını üten görmedim
Böyükler
önünden geçilmez
Bu dünyada
dost gazan! Düşmanı ananda doğurur
Bu dünyada
ne zenginlik, ne gözellik, ne de gençlik bakidir
Bucağa
oturması var amma ocağa çıra vurması da var
Bulan
bulgur gaynadır, bulamayın g.tünü oynadır
Bunca
oğlandan bunca gızdan, haber alsın alan bizden
Can çıkmayışla huy çıkmaz
Cel
(başdaki) buyurmayunca cellet (cellat) asılmazımış
Çağla derin
gahpe gönül çağlamaz, elin yavrıları gönül eğlemez
Çalış
çalış, elim hamır garnım aç
Çebicin
keli, mıyarın gözünden içerimiş
Çatal gazık
yere geçmez
Çingir
ayaz, çat bulut
Çocukla
oduna gidersen; gendi eşşeği yıkarda ağlar, senin eşşek yıkarsa güler
Çok döğme
arsız olur, aç goma hırsız olur
Çok laf
yalansız olmaz, çok para haramsız olmaz
Çok yeyen garnım ağrır der, az yeyen
görmedim der
Çok yeyen çok içen olur helak, az
yeyen az içen olur melek
Çok gülen çok ağlar
Çokla gitme
yola, başına bulursun bela!
Dalbızlanan dala gonar, yağır başlı (ayran gönüllü) yara gonar
Dağı dağ sanma, dan diye salma!
Daşıla
gelene aşıla var
Davarda
öğecin olmadığı yerde, çanı köpeğe dakarlar
Davıl dengi
dengine vurur
Davşan dağa
darılmış da, dağın umurunda olmamış
Değirmene
varan un üyüdür de, evde duran nöbet sorar
Değirmenin
fendine, döner gendi gendine
Delik
böyük, yama güçcük
Delik daş
yerde galmaz
Delinin
sözü bitmez, halının tozu bitmez
Deliyi
nereye yoraklarsan oraya geder
Deme
dostuna, der dostuna. Beş- on daha gor üstüne
Demirci
balta bulmaz, çuhacı gömlek bulmaz
Demiri tavında
döğeller, gözeli çağında seveller
Deniz
kenarının dışında, ala gabışın döşünde. Sen ne dersen benim gulağımın dışında
Denize
düşen ilana sarılır
Denizi ataş
alır mı demişler, ehtimal demiş
Denizin
yanında guyu gazılmaz
Dert adama
iğne yurdusundan girer de, borta kapısından çıkarımış
Dertsiz
baş, mundar leşimiş
Deve gör
devlete er, deve gör sadaka ver
Devem
yüğsek binemedim boynuna, attım urganı çekemedim engine
Deveye yükü
dengeyile sararlar
Deveyi
godun da, palan dokumaya mı gettin?
Dışarıya
bakdım dumanlı dağlar, içeriye girdim dumanlı evler, garibin biri gönül eğler
Dilim seni,
dilsem seni; kilimlere sarsam seni!
Dirgeni
yeyen sıpa, bir daha gelmez sapa
Diş bulduk
keşir bulamadık; keşir bulduk diş bulamadık
Doğurdum
gızım, dokudum bezim
Doğurmadım
ekmedim, öldüm gümüden gümüden
Dokuz apdal
bi gaşığıla olurumuş, onuncusu da çatlar ölürümüş
Dükganlarda
pabuç çok, birini çıkar birini sok
Dünyanın
günü darı denesinden çokdur
Dünya
kimine “Sür, geç” dünyası, kimine “gör, geç” dünyası
Düşman
adamı mal sahabı yaparımış
Düşman
gizli yenilir
Düzene gel
goca sazım düzene, derman bulunmaz gırk yaşından sonra azana
Ecel geldi, benden şakadak bir öptü (ölecekmiş gibi hissettim)
Eğil
ocağına, çömel bucağına (Herkes evinde rahat eder)
Ekerike
toprağı gözel, biterike yaprağı gözel. Bozmaya vardım gaz ile gazel
Ekici ol da
bilici olma!
Ekmek
bulursan ye, dayak bulursan gaç
Elbise yol
öğredir, para akıl öğredir
Elden gelen
öğün olmaz, o da vaktıyla gelmez
Elden geyip
salınma, uyüz tilki gibi yolunma
El elin
eşşeğini türkü çağırarak arar
El eliyle
ilan dutma!
Ele
garışmaz, dile bulaşmaz
Elet işler
el öğünür, avrat işler er öğünür
Elin gözü
daşı yarar, daş da kalkar başı yarar
Elin
köyünde horoz olacağına, gendi köyüğün toyuğu ol
Elin ölümü
elin nesine, gülerek gelir yasına
Elimile
açdıracağım yaraya, çıkam sokaklara melhem araya
Elimile
gurduracağım turşular, eyi m’ettim, kötü m’ettim gonşular?
Elimin duzu
yok, hamırımın özü yok
Eli
öğendireli bobam ölsün de, eli iğneli anam ölmesin!
Elti eltiyi
sevmezimiş, donuz çaltıyı sevmezimiş
Emir uçu
şehit yanmaz
Er kaftan
geyecek deyi, kürkünü ataşa verenlerden misin?
Erbişim
guşaklının, ipden guşaklıya yolu düşer
Erik dalı
gevrek olur basmaya gelmez, elin gızı nazlı olur küsmeye gelmez
Erim er
olsun da, evim ilki dibi olsun
Erin evde yok,
keyfin beğde yok! Erin evden geder, aş duzu n’eder
Esgi hatır
yeni hatır, bir çıra yarması getir!
Etin çiği
et bitirir, insanın çiği dert bitirir
Eve ekme de
tava ek (Acele etme, toprağı tavında ek)
Evinde varısa un ile odun, herifi efendi hanımı gadın
Evinde varısa un ile odun, herifi efendi hanımı gadın
Evine oğru (hırsız)
girdi demişler. Basdırın gapıları, açlıkdan gebersin mendebur demiş.
Evleği goca
öküz gavuşdurur
Eyi söyle
geline, galdık gız oğlan eline!
Eyren içen
öyle biçer, bal yeyen yalar geçer
Gadın gısmı kırk günde gazanırımış sevabı, erkek gısmı kırk yılda
Gadıyı paşa
öğüne yollamışlarımış, gadı paşadan üç gün soğna gelmiş
Gağnının
çektiği, gayışın zorundanımış
Gara basma
iz olur, ele deme söz olur
Gara gışda,
gara yağmır çok yağdı mı, yazın sular gözlü olur
Gara gün
adamın üsdüne gararıp durmaz
Gardaş
gardaşın ne onduğunu isterimiş, ne öldüğünü isterimiş
Garga, b.ku
keferete yarayacağı zaman, denizin ortasına sıçarımış
Garga ile
uçan b.ka gonar, şahanıla uçan ete gonar
Garı
gısmının saçı uzun, aklı gısa olur
Garının
sırrına erilmez
Garlar
yağar direk direk, atmaya ister yaba kürek
Gartal
kemiği ölçer de, ağzına öyle gatarımış
Gavırga
garın doyurmaz, gar suzuluk almaz
Gavun da
g.tünü mü kokdum? (Kızı iyi diye aldım kötü çıktı)
Gaza gelir,
göz görmez
Gazan
geder, çeciği de geder; anası geder, çocuğu da geder
Gazan
yanına varma gara bulaşır, gahpe yanına varma gırık dolaşır
Gedebilene
dağlar bi yağlı goyuk (Gidip de getirebilenler için, dağlarda yabani meyveler,
yenebilen mantarlar, bitkiler vb.yararlı birçok nimetler bulunuyor)
Gelin
gezeğen olsa bize de geliridi (Gelin gezdirirken hediye alamayan akrabaların
sözü)
Gendi evine
sıva vuramayan, elin evinde badana ararmış
Gırkından
sonra azanı teneşir paklar
Gız evinin
habarı yok, oğlan evi davıl çalar
Gız gözü
gızaranda olurumuş
Gızını
döğmeyen dizini döğer
Gız senin
derdine veram deyorlar
Gız yükü,
duz yükü (Kız çocuğuna hamile olanın yükü fazla olur)
Gişi
emsalından azar
Giysiden
kakan (çamaşır yuyan), demir ağırlığı ekmek yerimiş
Goca işi
böcü işi, gece işi hırsızlık işi
Gonuşursan
merdile gonuş, gördüğü ivrayı kamile danış!
Gork
avrılın beşinden, öküzü ayırır eşinden
Goyun
yemediği otu yerse başı döner
Goyunu
güden gurdu görür
Gök
görmediğile dost olma, ısırgayıla dip silme
Gönül
düşmüş kediye, kedi dönmüş duduya
Gönülsüz
köpeğin sürüye hayrı olmaz
Gören göze
kılavuz istemez
Görgülü
guşlar, gördüğünü işler
Görmediğin
bir çocuğu olmuş, çekmiş budunu ayırmış
Görmez
önündeki saban okunu, görür elin gözündeki saman çöpünü
Görünen
dağın dibine tez varılır
Görür gözü görmez,
bilir biligi bilmez (Görür gözü görmez, erer aklı ermez)
Görümlüğe
doyumluk olmaz
Gözelü
yakışdıran ben, deveyi yakışdıran candır
Gözellik ondur,
dokuzu dondur
Gözellikde
hüner olsa, çam ağacında hıyar bitermiş
Gul darda
galmayınca hızır yetişmezimiş
Gurt,
sevdüğü guzunun postunu yerden yere vurur
Guru
derelerde gavak mı biter? Bakır tencerede gabak mı bişer? Oğlansız evlerde
duman mı tüter?
Guzguna
yavrusu gözel görünür
Gülü seven
dikenine gatlanır
Gündecinin
günü, darı danesinden çokdur
Halveye dut atılmaz
Hamır
gıvama geldi, odun bitdi. Cahıl başa geldi, budun bitdi. Demir kıvama geldi,
kömür bitdi. Akıl başa geldi, ömür bitdi.
Hasmın
garıncaysa bile, gendinden merdane bil
Hayır dile
gonuşunca, hayır gelsin başına
Hayır hayır,
hayırısa bir daha ganır; hayır değilse başını çevir(garga öterken)
Hayırsız
evlat yüzünden, pavkuş bazara varmazmış (Ana baba insan içine çıkamaz)
Hayvan
alası dışından, insan alası içinden belli olur
Hazır avrat
has avrat, ayakların kös avrat
Hazirandan
sonra ekilen darından, üç guş salan arıdan, erinden sonra galkan garıdan hayır
gelmez
Heç
düşmanın yoğusa, gardaşında mı yok?
Her guş,
emsaliyle uçar
Her goyun
gendi bacağından asılır
Her herif
küreği yapar da, sapını ortaya deng getiremezimiş
Her işde bir
hayır vardır
Her keşik
kedi bal yemez
Her münneze
bir ilan, bir keme girer
Her zaman
kedi bal yemez
Heykiriver
sürülerim dolansın, dolansın da ağaç olukda sulansın
Hırsıza
kilit olmaz
Horazım
gözel olsun da, ötmezse ötmesin
Iğradıver
kemanımın sazını, gendi oturur suya yuollar gızını
İçerde (içre)
aşsız, taşrada donsuz (İçeride karnı aç, dışarda çıplak)
İğneyi
gendine batır da, çuvaldızı ele öyle batır
İleçberin
garnını yarmışlar da, gırk dene gelen sene çıkmış
İleçberler
hoşça görün öküzü
İnsanın
yüzünden et kessen, et yarası gapanır, amma haysiyet yarası gapanmaz
İnsanoğlu
uyuya uyuya böyür, uyuya uyuya ölürümüş
İnsan
sevdüğüne su yolunda gavışır
İmanı olsa
yola geliridi
İşin
zorundan, böğün g.tümden gayış yağı çıkdı
İşlediğin
bana ise, çğrendiğin canına
İt ite, it
guyruğuna buyurur
Kakma gapını, kakarlar gapını
Kediye
ciğer, tilkiye toyuk, ayıya govan ısmarlanmaz
Kedi
yemediği ciğere mundar derimiş
Kel keli
beğenmez, kel yalamayı
Kelbin
ağzını kemik dutar
Kelin sözü,
hırkanın biti yeter
Kenarına
bak bezini al, anasına bak gızını al
Kime niyet
kime gısmet
Kesel
deryasına girdim, erenlerden geri galdım
Kimisi arpa
unundan aş yapar, kimisi hazırını keş yapar
Kipridi
çalmadan yanar deyorlar, gız senin derdine verem deyorlar
Kimler
gazana kimler yeye, eyiler gazana kemler yeye
Köpek yal
yemeden vaz mı geçer?
Kör mıhı
yok, galdırama geder
Körler ile
sağırlar, birbirini ağırlar
Lafıla
peynir gemisi yörümez
Laf yitiren
Hacılar’da bulur
Lök Dağı
pilav olsa, Garadeniz pilav olsa, goca şam gaşık olsa; gene doymayacan
Mah, ip zapdeder
Mal sahabı
camış öküzünden guvvetli olur
Mart ayı,
dert ayı
Mart
gapıdan baktırı, gazma kürek yakdırı
Mart malın,
canın garnına dert
Mureye
gaftan biçerler, döner de ağzına sıçarlar
Mureyi
mureyi mur eşşek, yemini yemez kör eşşek
Ne atımız ölüye varır, ne gendimiz diriye
Neler geldi
neler geçti felekden, gara deve de geldi geçti elekden
Ne ararsın
yaman oğlu yamanda?
Nurusan
başıma, devlet isen garşıma
Odunun eyisi meşe, avradın eyisi Ayşa
Oğlan
dayıya, gız halaya benzer
Oğlu olan
öğünsün, gızı olan döğünsün
Oğlum!
Zaptiyeyle dost olma, iç sırrını garıya deme, ısırganıla g.tünü silme!
Okuyun dersen güçcükden başla! Davarcıyısan sehilde gışla! Zenginiyin dersen heç durma işle!
Okuyun dersen güçcükden başla! Davarcıyısan sehilde gışla! Zenginiyin dersen heç durma işle!
Olacak
oğlan b.kundan belli olur
O da yalan, bu da yalan fili yuttu bi ilan
Öküz al yazın, düğün et güzün
Öküzün damını alçacık yapın. Yaş galmasın altına guruluk serpin. Goşumdan
goşuma gözlerinden öpün
Ölüden umut kesilir, diriye canlar asılır
Ölüm adamı urganda da bulur, yorganda da
Ölüm yüz aklığıdır
Ölüsü ölen eve üç gısım insan varır: Biri eymel yaza, biri hırsızlık
yapa, biri dert ala varır
Öz gardaşın olsa, halından bilmez
Öz yemeyişle göz ağlamaz
Papağı gabağına goyup fikirleş (Şapkanı önüne koyup düşün)
Paran varısa bazara, yoğusa benzin gızara
Pelit padışah, iledin vezir, artanı vazır vuzur
Pişiyin ağzı ete çatmayanda, iy deyverir. (Kedi erişemediği ciğere mundar
der)
Saç sefadan, dırnak cefadan uzarımış
Sağır duymaz, yakışdırır
Sağırlık gavırlıkdan zorumuş
Sakla gendini sakatdan körden, topal geçecek çekilin yoldan
Sakla samanı geçmez zamanı, bir han yapdırdım kirez zamanı
Sakındığın göze çellik çöpü değerimiş
Samanlılar sarey olsa, iş görmesi goley olsa
Sana bir ayak gelene, sen iki ayak var
Sarı altın dakmeyile, çirkinler gözel olmaz
Sarımsağı gelin etmişler de kokusu gırk gün sonra çıkmış
Sarmaşıklar sarey olsa, iş görmesi goley olsa
Sel, öğüne geleni kürür
Sen bir abdal oğlusun, ne gezer elinde altın zurna!
Serçeden gorkan darı ekmez
Sırrını deme kele, varır deyiverir ele
Sinek, bekmezciyi arar bulurumuş
Size bişdiyise, bana daşdı
Sofrada elini, meclisde dilini gısa dut!
Söz uşakda, paha eşşekde
Su gülbüsü su yolunda gırılır
Su üyür, düşman üyümez
Suç altın yemeni olsa, kimse ayağına sokmaz
Süt geçide, çömlek çerçide bulunur (Süt çömleği kırıldı diye kızma)
Şer, şeri defeder
Tarlada ekin deste arası, bana gelmedi eğlence sırası
Tederikli başa gar yağmazımış
Tek develinin yüreği yanar
Tembellik yapma! G.tünden gumdarı geçmesin!
Tilkiye tavuk, kediye ciğer, arıya govan ısmarlanmaz
Toyuk yumurtadan çıkmış da, gabığını beğenmemiş
Türk Milleti, gök gürlerse Allah Allah! Der
Ulu söz gapı ağzında asl’olur
Ummadığın daş, baş yarar
Unumu eledim eleğim asdım, yalancı dünyadan umudum kesdim (ekmek derdiyle
uğraşmıyorum)
Urganı atmadık dallar mı galdı? Bizi söyleşmedik eller mi galdı?
Usul usul, yorganına göre kösül
Üyüyenin üsdüne gar yağar
Üzümünü ye, bağını sorma!
Vaadi yetmedik keyri daşıla bastırsan ölmez
Vakıtsız ürüyen horazın, başını keserler
Vardığın yer körüse, gözlerine gıpa bak! Bastığın yer topalısa ayağını
seke bas! Vardığın yer garanlığısa gözünü aç da bak! (Gittiğin yere ayak uydur)
Varışına
göre olur gelişi, tarhana aşına bulgur salışı
Ya içinden bitmeli, ya deneni dutmalı
Yağı
bulan ekmeğin iki yüzüne çalar
Yağlı
gazan yağlı gazana bakar, yağsız gazana dönüp de kim bakar? (Zengin zenginle
yaşar)
Yahşı
dostu yaman günde sına! (İyi dostu kötü günde sına)
Yakın,
yakını yakar
Yalınız
daş, duvar olmaz
Yap
eyiliği at denize, balık bilmezse Halık bilir
Yarası
olan gocunur
Yavız
hırsız ev sahabını basdırır
Yay
geldi, orak gızışdı
Yenen
arpanın, yanan harmanın öşürü olmaz
Yerin
aşını, yararın başını
Yiğidin
arnına yazılan gelir
Yiğit
anadan cıvlak doğarımış
Yörüğün
gocayanını çoban yaparlar
Yuvası yıkılan guş böyle m’olur? Yerinden ığranan daş böyle m’olur?
Yük altındaki deve bozulur (Sıkıntı birikince patlar)
Zabahın şerri, ağşamın hayrından eyidir
Zemheri geldi yaz yakın, ağuşdos geld gış yakın
Zemheri, göğnüm olursa dokuz, olmazsa otuz demiş
Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır
Zenginin çocuğu iş diye galkar, fakirin çocuğu aş diye galkar
Yusuf Avcu, Gencek - Kençek
Yorumlar
Yorum Gönder