Şimdi siz; ABD, Irak'tan sonra Suriye'den de yenilerek çekiliyor diye düşünüyorsunuz değil mi? Yanılıyorsunuz!
Sizce neden adamların tüm planları barış vaatleriyle başlayıp, güya yanlış müdahalelerle onların göstermelik yenilgisi ile sonuçlanıyor?
Eğer bu başarısızlıksa neden girdikleri ülkelerin parçalara bölünmesi ile sonuçlanıyor, hiç düşündünüz mü? Çünkü bu onların adını "Kıyma Makinesi" koydukları temel stratejileri de ondan.
Afganistan, Pakistan, Mısır, Cezayir, Lübnan, Irak, Suriye hepsinde aynı taktik.
Önce Abd ile Rus birbirine rakip olur ve o ülkenin içinde çekişmeye başlarlar. Bu arada ülke yönetimini, bölünmenin önünü açmak için bir şekilde dikdatörlüğe doğru kaydırırlar. Sonra kendi taraflarına çektikleri kitlelerle iç savaş çıkartırlar. Sonra savaşa el altından müdahale ederler. Terör örgütleri üretirler. Silah satarak ekonomik dengesini bozup, üretimi durdururlar. Tolumsal gerginlik eğitimi etkilediği gibi aile yapısını, ahlak yapısını da etkiler. Din birleştirici bir etken iken bölücü bir etkene dönüşür. Peki sonra ne olur?
Sonra seni bu durumdan kurtaramız lazım deyip, masaya oturturlar. Abd ile Rus kendi arasında görünürde anlaşarak masada o ülkenin gelirini, geleceğini her şeyini bölüşürler. Kimi yokettikleri sanayiye çöker, kimi hazır hazineye, kimi de yokettikleri araziye... Ekonomik, ticari, askeri her açıdan seni kendilerine bağlarlar. Sonra da bölgenin gözde ülkeleri ile tekrar masaya otururlar. Harabenin yeniden inşasının ihalesi yapılır. Tabii size, bu da o ülkeye yardım amaçlı, o ülkenin birliğini sağlama amaçlı gösterilir. Ama asıl olan ihale lazım olan ameleyi bulmaktır. Amerika'nın girdiği tüm ülkelerin yaslarını tutup, yaralarını sarma vazifesinin bize düşmesi tesadüf müdür sizce? Malesef değil! Dünyadaki sömürgecilik anlayışının günümüzdeki versiyonu bu şekilde. Hala anlamamışsak sıra bizde demektir.
İş garip yanı ne biliyor musunuz? Pakistan da, Afganistan da sınırlarını genişleteceğini sanıyordu. Irak da öyle, Mısır da öyle. Irak Savaşı’nda Suriye ve Türkiye’de öyle. Ve şimdi Suriye’de Türkiye yine öyle. Ama sınırlarını genişletme hayali kuranlara mültecilerle birlikte kargaşa da girdi, hepsi bu.
Ülkeler neden birbirine ihtiyacı olunca değil de, iç kargaşa sonrası cepheler oluşunca müdahale etmek zorunda bırakılıyor dersiniz. Etnik yapıyı kullanarak yangını sıçratmak için, kasıtlı bir tercihtir bu. Bir ülkede iç savaş çıkartırsanız, o ülke 50-100 yıl geri gider. Her alanda size mahkum olur. Sonra kargaşanın mimarı ABD gelir, güya sizi kurtarır. Sol elinin karıştırdığı toprakları, yeni bir seçimle sağ eline toplatır. Terör örgütleri imana gelir, geldiği yere geri dönerler. Kendine benzeyeni de sizin başınıza musallat ettiler mi gitme zamanları gelmiştir. Ve giderler. Ve siz özgür olduğunuzu düşünür bayram edersiniz. Onlar da bayram ederler. Niye mi? Neden etmesinler ki! İki iç bin askerle gelip, yüzbinlerce askeri bulunan ülkeleri birbirine kırdırarak kendilerine köle etmekten daha büyük zafer mi olabilir!
Günümüzün sömürgeci dünya düzeni bu işte.Bence hepsi gerçek, ya sizce?
Yusuf Avcu
Yorumlar
Yorum Gönder