Bir insana baktığınızda ne görüyorsunuz? Bir yüz mü, bir ad mı, bir kimlik mi? Kaygusuz Abdal der ki, insan surete değil manaya bakandır. Çünkü “bu Âdem dedikleri, el ayakla baş değil; Âdem mânâya derler, suret ile kaş değil.” Eğer insan, insanı Kaygusuz’un gözüyle görebilseydi, kimse kimseden nefret etmezdi. Kimsenin dilinde başkası olmaz, eli kimseye zarar vermezdi. Halkın yüzünde Hakk’ın cemalini görür, her bir varlıkta Yaradan’ın nefesini duyardı. Ve belki de o zaman, insan gerçekten “insan” olurdu. Ama şimdi insan, insanın kurdu… Kaygusuz şöyle der: “Zira insan yirün ve göğün halifesidür… zahirde ve batında, yerde ve gökte Âdem’den eşref vücûd yokdur… Âdem makbule’l vücûddur. Ademoğlu cümle eşyanın en güzidesidir. Âdemden şirin nesne yokdur; mazhâr-ı zât’dur…” İnsanın göğsü Kur’an-ı hikmettir. Eli Kudretu’llah’tır. Ayağı Kuvvetu’llah’tır. Cemali Hikmetu’llah’tır. Rasûlullah (sav) buyurur: “Mü’min, mü’minin aynasıdır.” Allah’ın bir ismi de  el-Mü’min ’dir. O hâlde Âdem’in adı d...
- Bağlantıyı al
 - X
 - E-posta
 - Diğer Uygulamalar