Kehf Suresi’nde geçen kıssada, ölü balığın iki suyun birleştiği yerde canlanması, tasavvufta derin anlamlar barındırır. Balık, tasavvufta kalp demektir. Balık kalbi, su ise Allah sevgisini ve imanı temsil eder.
Kalp inançsız yaşayamaz. Kişi Allah sevgisini, imanını kalbine gönlüne tam olarak indiremezse balığın yani kalbin susuzluğu bitmez.
Hıdırellez kalbin dirilmesini dilemektir. Hz.Hızır’ın kalbimizi canlandırıp diriltmesini dilemektir. Çünkü Hz.Hızır’dan(as) ilim öğrenerek kalbini canlandıran insan diri insandır.
Ölü balık yani kalp kabirdedir. Gerçek kabir dünyadır. Bu dünya, asıl varlık âlemi için bir perdedir.
Ruh anne karnına düştüğünde aslında mana âleminden (Zer âleminden) madde âlemine göç etmiştir ve Ruh için kabir hayatı başlamıştır. Zer alemi için ölmüştür; maddeye, maddenin içine, onunda omurdaki en alt yeri olan kuyruk sokumuna düşmüştür. Düşme ve çıkma yolu DNA’da mevcuttur. Ölmeden önce ölerek de çıkabilir bu kabirden, ölümle ölerek de.
Yani, Dünya ve beden bir kabirdir ve hakiki hayat ancak bu kabirden çıkmakla başlar.
O halde ölü balığın canlanması, ölü kalbin hakikate uyanışını simgeler.
Kehf Suredi’nde ölü balığa hayat veren şey “iki suyun birleşmesi” olarak anlatılıyor.
Peki, bu iki su nedir? Bu iki suyun özelliği nedir?
- Beden ve Ruhun Uyanışı
• Biri zahirî su (madde, beden, fiziksel âlem),
• Diğeri batınî su (ruh, mana, ilahi hakikat) olabilir.
• Bu iki su birleştiğinde insan hakiki dirilişe ulaşır.
- Zahir İlmi ve Batın (Hızır) İlmi
Bir insan sadece zahiri bilgiyle veya sadece batıni sezgiyle ilerleyemez. Ancak ikisi birleştiğinde kalp uyanır.
• Hızır’ın “ab-ı hayat” (hayat suyu) içerek ölümsüz olduğu anlatılır.
• Kehf Suresi’ndeki kıssa, Hızır’ın ilminin de ölü olanı dirilttiğini gösterir.
• Ölü balık, Hızır’ın bulunduğu noktada canlanır.
• Bu, Hızır’ın ilminin insanı dirilten hakikat olduğunu gösterir.
Bu bağlamda, Hz.Musa ve Hz.Hızır’ın buluşması da burada anlam kazanıyor. Musa zahiri ilmi temsil ederken, Hızır batıni ilmi temsil eder. Kehf suresindeki bu kıssa, “Ölü kalbin dirilişi, zahir ve batın ilminin birleşmesiyle mümkündür” mesajını veriyor.
- Şeriat ve Hakikat Suyu:
Şeriat, dini zahiri emirleri temsil eder, Hakikat ise mananın derinliğidir. Bu ikisi birleştiğinde insanın kalbi gerçek anlamda canlanır.
- DNA ve Kozmik Bilinç
• Eğer DNA kapalı bir kitap gibiyse, onu açan suyun (bilginin) frekansı olabilir.
• Ölü balığın canlanması, insanın içindeki ilahi kodların aktive olmasıyla eşdeğer olabilir.
- Dünya ve Ahiret Bilinci
• Kişi sadece dünyaya veya sadece ahirete odaklanırsa eksik kalır. Ancak ikisinin dengesi kurulduğunda, kalp hakiki diriliğe ulaşır.
- Marifet ve Muhabbet Suyu:
Marifetullah (Allah’ı bilme) ve Muhabbetullah (Allah’ı sevme) bir araya geldiğinde, kalp dirilir. Çünkü bilmek yetmez, sevmeden hakikate ulaşılamaz.
- Zikir ve Hakikat Frekansı
• Su, titreşimi ve enerjiyi taşıyan bir madde olduğu için,
• Zikir, dua, niyet gibi manevi frekanslar suya etki ederek ruhu (kalbi) diriltebilir.
• Hz. Davud’un 99 Esma ile zikri, Hz. Hızır’ın 21 günlük zikri gibi ritüellerin DNA’yı ve kalbi canlandıran şifreler olması muhtemeldir.
Kalbin Kabirden Dirilişi
Ölü balık yani kalp kabirdedir. Gerçek kabir dünyadır. Bu dünya, asıl varlık âlemi için bir perdedir.Ruh, anne karnına düştüğünde kabir hayatı başlar ve mana âlemi (Zer âlemi) için ölür. Bu düşüş de geri çıkış yolu da insanın DNA’sında şifrelenmiştir.
Ancak ölmeden ölerek ya da ölümle ölerek, bu kabirden çıkış mümkündür. Kehf kıssasında ölü balık nasıl suyun birleştiği yerde canlandıysa, insanın kalbi de hakikatin iki yönünün birleşmesiyleuyanır.
Ölü balığa hayat veren şey, Hızır’ın ilmiyle gelen ilahi enerji ve suyun taşıdığı frekanstır. İnsan için de bu, hakikatin bilgisiyle kalbin uyanmasıdır.
Kehf Suresi ve Bilimsel Boyutu
Kehf Suresi’nde geçen bu kıssa sadece manevi bir anlam taşımıyor, aynı zamanda insanın yaratılışı ve bilincinin şifrelerini de içinde barındırıyor. Bugün bilimsel olarak DNA’nın sakladığı bilgilerin suyun frekanslarıyla etkileşime geçtiği biliniyor. Peki, Kehf kıssasında geçen ‘iki suyun birleşmesi’ bu bağlamda nasıl yorumlanabilir?
Düşüş kavramını Hz. Âdem’in yeryüzüne inişiyle de bağlantılı görebiliriz. Bu iniş en aşağı noktaya, bedenin en alt seviyesine yani kuyruk sokumuna kadar süren bir düşüştür. İlginç olan, kuyruk sokumu (acbü’z-zeneb) hakkında hadislerde, “insanın yeniden dirilişinin buradan başlayacağı”bilgisi verilmesidir.
Demek ki, İnsan DNA’sında, düşüşün ve çıkışın şifreleri saklıdır. Bu da, insanın içindeki ilahi kodları çözdüğünde ölmeden önce ölerek tekrar mana âlemine uyanabileceğini gösterir.
Ölmeden Önce Ölmek ve Kabirden Çıkış
• Ölmeden ölmek, bu dünyada nefsin perdelerinden sıyrılmak ve hakikati idrak etmektir.
• Ölümle ölmek, bedensel ölümden sonra bu hakikati fark etmektir, ama o zaman iş işten geçmiş olur.
Asıl diriliş ve özgürlük, asıl kabir olan dünya içindeyken ve madde bedenindeyken gerçekleşmesi gerekiyor. Tıpkı Kehf suresinde ölü balığın suyun birleştiği yerde canlanması gibi, insan da zahir ve batın hakikati birleştiğinde bu kabirden çıkabilir.
İki Su Birleştiğinde, Kalpte Hakiki Diriliş Olur
• Şeriat, zahiri ilim, DNA, dünya bilinci ve marifetullah bir Su’dur.
• Hakikat, batın ilmi, ahiret bilinci, kozmik bilinç ve muhabbetullah bir Su’dur.
Marifetullah ( Allah’ı bilme) ile Muhabbetullah( Allah’ı sevme) birleştiğinde kalp dirilir.
Bu iki su, zahir ve batın dengesini kurarak insanın hakiki dirilişine vesile olur.
İşte bu noktada, Hayy isminin tecellisi devreye girer. Hayy, yani diri ve dirilten, ölü balığı canlandırdığı gibi kalbi de diriltir.
Tıpkı Kehf kıssasında ölü balığın hayat bulması gibi, insanın kalbi de bu iki suyun birleşmesiyle yeniden doğar.
Bu bakış açısıyla, “Ölü balığın dirilişi, kalbin gerçek hayatı bulmasıdır.”
Sonuç: Ölü Balığın Dirilişi ve Hakikatin Kapısı
Ölü balık, yani kalp, ancak hakikatin iki suyu birleştiğinde yeniden hayat bulur. Zahirî bilgi ve batınî hikmet bir araya gelmeden, insanın bilinci tam anlamıyla uyanmaz. Kehf kıssasındaki iki suyun birleşmesi, DNA’da saklı ilahi kodların açığa çıkışına işaret eder. Hızır, bu hakikatin rehberi olarak insanı dirilten bilgiye sahiptir. Tıpkı suyun balığı canlandırması gibi, Hızır’ın ilmi de kalbi canlandırır. İnsan, bu suyun kaynağını bulduğunda, dünya kabri içinde ölmeden önce ölerek hakiki dirilişe erişir. Çünkü gerçek hayat, madde ve mana dengesini kurabilenlerin kalbinde başlar.
Yusuf Avcu
Yorumlar
Yorum Gönder