TÜRK KELİMESİNİN ANLAMI, PEYGAMBERLERİN SOYU VE ARİ IRKIN KÖKENİ
1. Giriş: Türk, Bir Irktan Fazlasıdır
Türk kelimesi tarih boyunca yalnızca bir ırkın veya kavmin adı olarak görülmemiştir. Aksine, derin bir anlam taşıyan, kutsal bir misyonu ifade eden bir unvan olarak değerlendirilmiştir. Kadim Türk inanışları, İslamî ve diğer dinî kaynaklar incelendiğinde, “Türk” kelimesinin Tanrı’ya bağlı bir topluluğu, kutsal bir görevin taşıyıcısı olan bir milleti ifade ettiği görülmektedir.
Bu makalede, Türk kelimesinin anlamı, peygamberlerin soyu ve Ari ırkının kökeni ele alınarak, bütün peygamberlerin aynı soydan geldiği tezi işlenecektir.
2. Türk Kelimesinin Derin Anlamı: Tanrısal Bir Topluluk
Türk kelimesinin anlamı tarih boyunca birçok araştırmacı tarafından incelenmiştir. Ancak, en dikkat çeken açıklamalardan biri, kelimenin yalnızca etnik bir grubu değil, Tanrı’nın yolunda yürüyen kutsal bir topluluğu ifade etmesidir.
2.1. Türk Kelimesinin Anlamı ve Kökeni
Türk kelimesi köken olarak TÜR ÖK ifadesiyle açıklanabilir
• TÜR: Topluluk, millet
• ÖK: Tanrı’nın koruyup kolladığı, kutsal
Bu birleşim, “Tanrısal bir topluluk” ya da “Tanrı tarafından korunmuş millet” anlamına gelir.
Benzer şekilde, Oğuz kelimesi de ÖK UZ şeklinde okunabilir, bu da “Tanrının askeri” ya da “Tanrının oku” anlamına gelir. Nitekim, Oğuz boylarının peygamberler soyundan gelmesi de dikkat çeken bir noktadır.
ÖK >Koruyup kollayan Tengri, Tanrısal
ÖK-SÜZ >Koruyup kollayanı olmayan
ÖĞ > Ana
ÖĞ SÜZ > Anasız
TÜR > Topluluk
TÜR ÖK > Tanrısal topluluk, Tanrıya inanan topluluk, Tanrısal yolun muhafızı ve yolcusu
ÖK ÜZ > Tanrıya inanan Üz/Uz , O Ğuz, Oğuz
OK UZ > Tanrının oku Uz/ Oğuz, Tanrının askeri
Öküz> Oğ-Uz > Zül Karn Eyn > zamanın iki ucunun sahibi demektir.
Öğ > Ana demektir. Öksüz> anasız.
Zaman’ın sahibi yani Oğ’ü, Zamanın anası Zülkarneyn’dir. Yani Oğuz Han’dır. Oğuz Han Alparslan gibi ünvandır.
Oğuz Han’ın akıl hocası ise KULPAK BİLGE’dir. Sonraki zamanlar da BEDRİ DEDE, daha sonra ise DEDE KORKUT dediğimiz kişidir. Yani HIZIR (as)’dır.
“Dünya, Öküz’ün sırtında derken; kasıt yaratılış sıfatları akıl (ilim)ve İrade ile oluşan Kuvvettir.
Balık üzerindedir derken; hayat kaynağı Ruh’tur. Dünyada her şey esma terkibidir. Terkibin özü nefs’tir, benliktir. Nefs seni yutarsa Su’da boğulursun. Öküzle var olursun.
Batın yönüyle en zemin bu iken madde(zahir) yönüyle dünyadır. Yani Dünya’yı( madde alemini) taşıyan batın alemi, mana alemidir.
BALIK - HUT’umuz Nefsimizdir. Nefsimizin manen üzerinde olduğu yani sırtından varlık bulduğu ise Ruh-u Azam’dır. Yunus(as)ın Hut’un karnına düşmesi zahiri manası ilen Nefsine yenilmesi yani nefsinin
onu yutması batıni manasıdır.
Alem Adem’e benzer. Gördüğünüz gibi Alem-i şehadet dediğimiz kainat ve özde Dünya esma terkiplerinden yani Nefs’ten oluşmuş olup, Nefsin sırtındadır. Nefsin sırtında bir Yük’tür.
Öküz’ün yani Oğ-Uz’un yani İlim, İrade ve Kuvvet’in döndürdüğü zaman içindedir. Hakikati An’dır. İki boynuzu arasında yani İlim ve İrade boynuzu arasında dönen zamandır.
BAK-ARA> Bakıp aranacak şey ilimdir. İlmin varlığı zamanın iki ucunu bir eder. İnsanı An’a çıkartır. Öküz sırtına yani Kudret sıfatına ayna kılar. İlmin yokluğu Balık’ın sırtına düşürür. Hakikati unutturur, nefse yutturur. Kendine zulümdür.
Her şeyi zıddıyla yaratan Allah Öküzü(Boğa’yı) Balığın zıddı olarak yaratmış. Balıktaki terkibi, öküzün terkibine tohum yapmış.
Bu yüzden Hızır (as) balığın sırtında tasvir edilmiştir. Ök/ Öğ/ Oğ olan O’dur.
Maddeden manaya, manadan isim, fiil, sıfat ve zat boyutuna çıkışın anlatımıdır. Yani dünya boyut değiştirerek düştüğümüz madde aleminden mana alemine çıkış yeri, sınav yeridir. Sınav bilgi ile olur, süreli olur. Bilgi bakıp aranarak bulunur. Aradığını bulan Ashab-ı Kehf misali uyanır. Uyanmış olanın Ruh’u aslına yani Ruh-u Azam’a kavuşur.”
Balık tasavvufta kalp demektir. Kişi Allah’ı zikreder ama Allah sevgisini kalbine yani balığa indiremezse kalbin susuzluğu bitmez. Balığın canlanması için kalbin canlanması gerekir. Ölü balık iki suyun birleştiği yerde canlanır ve yolunu bulur.
Hıdırellez esasen kalbin dirilmesini dilemektir. Kalbimiz canlansın ki dünya denizinde yolumuzu bulabilelim.
2.2. Kut Anlayışı ve Tanrısal Bağlantı
Türklerde hükümdarlık, kut anlayışıyla gökten gelen bir yetki olarak görülmüştür. Kut, sadece hükümdarlara değil, tüm topluluğa ait bir özellik olarak da kabul edilmiştir. Peygamberler de benzer şekilde, Tanrı’nın seçtiği insanlar olarak “kut” sahibi kişilerdir.
Bu nedenle, Türk kavramı bir ırktan çok, kutsal görevin mirasçısı olan bir toplumu ifade eder. Bunu Türk kelimesini tanımlayan sıfatlarda görebiliriz:
Türk su gibidir, durduğu yerde kokar. Türk gezecek, dolaşacak, töresini dinini anlatacak. Türk tek Tanrı’ya inanır. İslam’ın hadimidir. Peygamberler yolunun yolcusudur. Yolu Kızılelma’dır.
Türk; Ur, Su, Mo’dur. Mu’dan gelmiştir. Ur, Gur, Guz, Oğuz’dur. As, Kas, Kut’tur. Kang, Kangar, Kenger’dir. Kut sahibidir. Türk Kangar’dır, kahramandır. Kangar Kınık’tır, Kanglı Kayı’dır.
Türk hava gibidir; görünmez ama yaşatır, yaşatmak için yaşar.
Türk gökyüzü gibidir; özgürdür, esir olmaz, asla köle olmaz.
Türk toprak gibidir; ezildikçe sertleşir, ezeni kendine muhtaç eder. Gözünü de karnını da doyurur. Bereket olur, hayat olur. Hamd eder, şükreder.
Türk ateş gibidir; hak edeni ısıtır, hak etmeyeni yakar. Cehennemi bile yakar.
Türk ok gibidir; dosdoğrudur, yolundan sapmaz. Yayından çıktığı an herkes susar.
Türk demir gibidir; dayanıklıdır, sağlıklıdır, güçlü, kuvvetlidir. En zayıf gününde bile dünyaya meydan okumasını bilir.
Türk güneş gibidir; gönüllere güneş gibi doğar, ışıtır ısıtır. Kimseye yük olmaz. İnsanlığın ufkunu aydınlatır. Karanlıkla boğuşur.
Türk ölüm gibidir. Hızır gibidir. İlyas gibidir. Ölüme gider gibidir. Vatanı için ölendir. Ölmeden önce düşmana su verendir.
Türk kalp gibidir. Kiri temizler, nuru dağıtır. Tazeler âlemi. Tomurcuklar yeşerten bahar gibidir.
Türk yağmur gibidir. Yağar Kızılelma’ya doğru. Hamd eder her yağmur damlasına.
Türk sırat gibidir. İfratlarla tefritlerle çarpışır. Sırat al müstakim üzeredir.
Türk aşk gibidir. Çorak gönülleri gül bahçesine çevirir. Aşk ehlidir. Sevdiğinde yok olur, yar ile bir olur.
Türk Hilal-i Ahmer’dir. İmdat dileyenin yardımına koşar.
Türk insanlığın vicdanıdır. Her şeyi adaletle tartar. Din, düşünce ve inanışa saygı duyar.
Türk insan demektir. Türk, insanlığın olgunluk çağıdır. Medeniyetin adıdır.
Türk töre demektir. Allah tarafından adalet için seçilmiş millettir. Kanun koyandır, nizam kurandır. Düzen sağlayandır.
Türk Tek Tanrı’ya inanan Müslüman’dır. Hz. Nuh’a ilk inanan Türk’tür. Hz. Musa’ya ilk inanan Türk’tür. Hz. İsa’ya ilk inanan Türk’tür. Hz. Muhammed’e ilk inanan Türk’tür.
Türk ana gibidir, şefkat doludur; baba gibidir, merhamet doludur.
Türk Allah’ın askeridir, ordusudur. İntikamıdır. Yıldırımdır, kasırgadır.
Türk Allah’ın kılıcıdır, bayraktarıdır. Allah’ın kınından çekilmiş kılıcıdır.
Türk azizdir, tarihte eşi ve benzeri görülmemiş bir millettir. Allah’tan başkasına eğilmeyendir.
Türk, imkânın sınırını görmek için imkansızı deneyendir.
Türk ata bindiğinde Fatih’tir, Yavuz’dur; attan indiğinde Mevlana’dır, Yunus’tur.
Türk olmak zordur, çünkü dünya ile savaşırsın. Türk olmamak daha zordur, çünkü Türk ile savaşırsın.
Türk, bir ulu devlettir. Türk, bir aziz millettir.
Türk olmak şereftir, namustur, izzettir, onurdur. Her insana nasip olmaz. Türk kanı her bedende dolaşmaz.
“Ne mutlu Türküm diyene!” derken “Kut” sahibi yani ilahi davetin temsilcisi Türklerin, evvelki davetleri unutan Türklere asıllarını hatırlatması ifade edilir.
3. Peygamberlerin Aynı Soydan Gelmesi: Bir Türk Soyu Mu?
Peygamberlerin soylarının incelendiğinde, neredeyse tamamının aynı kökene dayandığı görülmektedir.
3.1. Kuran’da Peygamberlerin Soy Zinciri
Kuran’da şu ayet, peygamber soyunun belirli bir aile üzerinden sürdüğünü açıkça ifade eder:
“Şüphesiz ki Allah, Âdem’i, Nuh’u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini âlemlere üstün kıldı. Onlar birbirinden gelen bir nesildir…” (Âl-i İmran, 3:33-34)
Bu ayet, peygamberlerin bir soy zinciri içinde aktarıldığını ve kutsal görevin belirli bir nesil üzerinden devam ettiğini gösterir.
Hadislerde de Hz. Muhammed’in nuru, nesiller boyu peygamberlerden aktarılan bir nur olarak tarif edilir. Bu, peygamber soyunun bir ırk veya topluluk içinde korunarak devam ettiğini gösterir.
3.2. Hz. İbrahim ve Hazar Türkleri Bağlantısı
Bilinen bütün peygamberler, Hz. İbrahim’in soyundan gelmektedir. Peki, Hz. İbrahim hangi topluluktandı?
• Hz. İbrahim’in yaşadığı coğrafya
Hz. İbrahim, günümüz Hazar bölgesi ve Mezopotamya arasında yaşayan bir halkın içinden çıkmıştır.
• İbranîler ve Türkler arasındaki bağlantı:
• Hazar Türkleri, tarih boyunca Hz. İbrahim’in soyuna en yakın topluluk olarak gösterilmiştir.
• Macar, Hazar ve Avar Türklerinin atalarının İbrahimî soyla bağlantılı olabileceği tarihî verilerde yer almaktadır.
• Oğuz Kağan ile Hz. İbrahim arasındaki akrabalık, Zülkarneyn ile Oğuz Han’ın aynı kişi olması; Oğuz Kağan’ın soy çizgisinin de peygamber soylarıyla kesiştiğini göstermektedir.
4. Ari Irk ve Türkler: Gerçek Ari Kim?
“Ari” kelimesi, tarih boyunca “üstün ırk” olarak lanse edilmiş olsa da, gerçekte “Arı” yani “temiz, kutsal” anlamına gelir.
4.1. Ar, As, Ur, Gur Bağlantısı
Türk topluluklarında kullanılan kelimeler, Ari ırkının kökeniyle doğrudan bağlantılıdır:
• Ar: Temiz, kutsal
• As: İlk kavimlerden biri
• Ur/Gur: Sümerlerden günümüze kadar gelen bir kök
Türk ismini ilk kullanan Nuh (as)’ın oğlu Yafes’tir. Yafes’in oğlu Gomar( Sümer) Teoman olarak da geçer. Yafes’in oğluna Türk ismini Hz.Nuh vermiştir. Diğerleri Yafes’in soyundan olup çok uzun yıllar Türk yurdu olduğu için ve özellikle İskitler döneminde Türk yurdu olduğu için o ismi almışlardır. Yunan’ın kökeni Yafes’in oğlu Yuvan’a çıkar.
Dünyanın en temel problemi zaman içinde dini inanışlar nedeniyle birbirine düşman olmuş Türklerdir. Hazar devletini inceleyiniz. Macarların kökeni Avar ve Hazar Türküdür, kendileri kabul ettikleri için Türk Devletleri Teşkilatına üye olmuştur. Hırvat ve Sırbın kökeni Peçenektir. Ermeniler ise taa İskit zamanında ayrılıkçılık yapıp ayrılmış bir kitledir. Ama çoğu zaman Türk devletlerine katılmışlardır. Köken olarak Ar önTürklerinden gelirler. AvAr, HazAr, ArMen, KangAr, MacAr şeklinde eski adları vardır. Başoğuzlu (Basileus) imparatorluğu dağılınca Armen, PontUs (us oğuz demek), Selevkos, ArTurBedegan (Azerbaycan - Ar Tur(Turan), KaşGar gibi topluluklar oluşmuştur. Roma dönemindeki Grek( Yunan) dedikleri eyalet devletlerinin neredeyse tamamı Türktür. Mesela sinemada izlediğinin Truva ( Tur Av Ar) Turan kökenli Tatar, Tuva ve Avar boylarıdır.
Basileus devletinin hanı VI. Büyük Bedri’yi araştırın ve aynı dönemde çarmıha gerilen Hz.İsa(as)’ın kim olduğunu anlarsınız. Hitit Türklerini okulturan İs Kit kabilelerinden birisinin adı Azİz (Asİs) ‘dir. Jesus Christ ( Hz.İsa) Jes Us( Us’un yani Oğuz’un Jes’i) aslı ise İsUs’tur. Romalılar Jesus yazar, Hititler İsUs. Bu arada Romayı kuran milletler ( Yuvan/ Yunan, İdil (Türktür) İtalyan, Tuva Türkleri, Etrüsk Türkleri (Eti(r) Us(k), AvAr, Cermen (Yafes soylu). Hepsine birden Rum denince Anadoluya da Rum diyarı, RumEli denilmiştir.
ArabİsTan’a bu adı veren ArApa Türkleridir. ArApalıların bir boyu da GurEyş’tir. Türklerin Gur boyları Turani ve Gurani diye ayrılırken GurEyş’lerin ataları İdiGur’lar GurAni olarak anılmıştır. ArApa’daki Apa eski Türkçede “ata” demektir. Bulgaristan’ın kökeni BulGur( Sonra Bulgar) BeşBulgur Türkleridir. Göktürklerden ayrıldılar. Sırbistan ilk hali SarpİsTan’dır. Hırvatların ataları Atilla’dır. Avarların ve Hazarlarında öyle.
PakİsTan’ın kökeni Pak Türkleridir. Pak temiz, pak temektir. Artemis ( Ar temiz, temiz namuslu demektir. UrArTu Türk devletini bu şekilde düşünün. Afganların eski adı AvGan’dır. Avar ve Ar kökenlidirler. KaşGar’i Oğuz’durlar. İran’ın eski adı Arran yani Ar yurdudur. Zaten kökenleri de Ar ve Arian/ Aryan diye geçer. Kafkasya ve Türkistandan gelmişlerdir. Türkİye - Türk yurdu demektir. Surİye - Sur yurdu demektir. Sur - SuvAr Türkleridir. SuMer devletinde yer aldılar. Kuran’daki hırufu mukata harfleri Suryanicedir. Suryanice Ruhlar aleminde konuşulan dildir.
İsPanYa- İskit ve Pan Türkleri üzerinden Yafes’e çıkar. Pan( Tarkan’ın diğer adı) Fransa ise Sam’a çıkar. Hz.Nuh’un Ham, Sam ve Yafes diye 3 oğlu vardır.
Hz.İbrahim HazAr Türküdür. UrArTu Türk devletinin din adamıdır. OğuzHan’ının akrabasıdır. Oğuz Han Zulkarneyn’dir. Oğuz isminin kökeni ÖkÜz’dür.
Peki peygamberlerin ardında durana Türk dendiğini, Türük kelimesinin Tur-Ök yani “tanrısal topluluk” demek olduğunu bileniniz var mı?
Ar yani Arian dediğiniz topluluğun ÖnTürkler olduğunu
biliyor musunuz? KangAR kelimesinin Sümerleri kuran Türk federasyonu olduğunu, daha sonra aynı federasyonun Hun ve Göktürk imparatorluklarını kurduğunu biliyor musunuz?
Jesus Christ’in Türk kökenli olduğu için çarmıha germek istediklerini Jes’in “ruh” manasına Us’un Oğuz manasına geldiğini, oğuz’un ruhu demek olduğunu biliyor musunuz?
Greek medeniyeti diye kandırdıkları uygarlıkların Roma öncesi Türk beylikleri olduğunu da mı duymadınız?
Roma’yı kuran kavimlerden 2/3’ünün Türk olduğunu (AvAr, Etirüsk, TatAr, HunGar, BulGar, İsPan, TuVa, KumAr(Kuman), KimmEr(KimAr)…
Yani Dünya’nın sorunu Türklerin bir kısmının İseviliği unutup Hristiyan olması; bir kısmının Museviliği unutup Yahudi olması; bir kısmının Mü’min olsmayıp Müslüman kalmasıdır.
İnsanlık bütün peygamberlerin çağırdığı aynı yola girmeden Dünya düzelmez. Bu ise Türklerin birleşmesiyle mümkündür. Türk düzelirse Dünya düzelir!
Çünkü başlangıçtan beri Ar soylu Türklerle(İnsanoğulları), Deccal(büyük şeytan) bekleyen İblisoğulları(şeytan soyu) savaşı vardır.
Türklük bir ırkçılık değildir. Şeytan soyu ile Adem soyunun savaşında Adem soyuna verilen addır. Nuh Peygamber Ham, Sam ve Yafes arasında Dünyayı bölüştürmüş, Yafes’i Türk ünvanıyla yerine “Han” yapmıştır. Yani Ham ve Sam o dönem Türk’e tabidir. Türk tanrının emrettiği şekilde yaşadığı için Türk’tür. Öyle olmadaydı Nuh’a(as) kadar geri gittiğinizde zaten ırktan bahsedilemez. Çok bahseden Adem’e kadar gidebilir. Adem ırkını ayrıştırmanın adı ırkçılıktır.
Bu terimler, Ari ırkı olarak lanse edilen toplulukların aslında Öntürk kavimleri olduğunu gösterir.
4.2. Kangar Federasyonu ve Sümerler
Kangar Federasyonu, Göktürkleri oluşturan bir Türk boyları birliğidir. Bu isim, Sümerlerde KangAr/Kenger olarak geçmektedir. Orhun Türkçesinde a/e tek sestir.
Türk Sır Budun olduğunu bir kitapla açıkladığım Kençek kelimesi, Kençekler’in eski yurdu Gencek ve Gandzak ile bağlantılıdır.
• KEN-ÇEK (Tanrı Yurdu): Tanrı’ya adanmış kutsal bir bölge. KEN, Allah’ın insanın üflediği Ruh’u ifade eder.
• KENG-ER / KANG AR (Allah’ın eri, askeri, kulu): Sümerleri, İskitleri, Hunları ve Göktürkleri kuran Türklerin federasyon adı.
• Gan/Kan/Ken kökleri: Kuvvetli tanrı sıfatları içerir. Türk sır budun olarak geçen hanedan soyunun kendisini tanrısal bir topluluk gördüğünün ifadesidir. İskit ata topluluk GandSak’tır.
Özellikle Tengri Dağları’ndaki Kençek ve Toros Dağları’ndaki Gencek benzerliği, Türklerin kadim bir yurdu olduğunu gösteriyor.
Sümerlerin kullandığı hükümdar adları da Türkçe köklerle çözümlenebilmektedir.
Örneğin:
• Ur-Nammu → Ur: Oğuz/Gur, Nam: Ün, Mu: Mu kıtası
• İddindagan → İd (Tanrı), Din (İnanç), Dagan (Doğan)
• Enmenbaragesi → En (Önder), Men (Ben), Barak (Asil soy)
Bu veriler, Sümerlerin köken olarak Öntürk topluluklarıyla bağlantılı olduğunu gösterir.
5. Sonuç: Türkler, Peygamber Soyu ve Kutsal Görev
Tarih boyunca peygamberlerin soyu, özel bir misyonu taşıyan bir topluluk içinde korunmuştur. Bu soyun en belirgin izi, Hz. İbrahim’den Hz. Muhammed’e kadar geçen nesilde ve Türklerde görülmektedir.
• Türk kelimesi, bir etnik gruptan ziyade Tanrısal bir misyonun taşıyıcısı olan topluluğu ifade eder.
• Peygamberlerin aynı soydan gelmesi, bu kutsal misyonun bir soy zinciri içinde aktarıldığını gösterir.
• Ari ırkı, aslında Türklerin ataları olan Öntürk topluluklarıdır.
Bu bağlamda, Türklerin tarihî misyonu, yalnızca bir millet olarak değil, Tanrı’nın yolunda yürüyen kutsal bir topluluk olarak anlaşılmalıdır.
Yusuf Avcu
Yorumlar
Yorum Gönder