GENCEK DEYİMLER SÖZLÜĞÜ
KENÇEKÇE DEYİMLER
Abır zıbır getirmek: Utanmadan olumsuz davranışlarda bulunmak
Ağzı açık eyren delisi gibi bakmak: Saf saf bakma, yeni gördüğü bir şeye şaşkınlıkla bakmak
Ağzına yüzüne bulaşdırmak: Bir işi becerememek
Ağzında gevişdirmek: Lafı ağzında gevelemek
Ağzınıla havadan bulut gavrasan, gene de yaranamang: Onun için imkasız olanı da yapsan yine de gönlünü hoş edemezsin, memnun edemezsin
Ağzıyla guş dutmak: İmkansız bir işi başarmak
Ak daşa tükürmek: Ak daşa tükür, biz gardaşız taşın hissi yoktur, utan
Aklı kesmek: Anlamak, akıl erdirmek
Aklı-garalı günleri geçmek: İyi kötü günler geçirmek
Aklına gelen başına gelmek: Korktuğu işin başına gelmesi
Alma dağında bitmiş de verme dağında bitmemiş: Eli sıkı, cimri
Altı yok bobuç gibi sürünmek: Acı çekerek, zorlukla yol almak
Anadan üryan olmak: Çırıl çıplak olmak
An ıla yenin arasında: Göz açıp kapayıncaya kadar
Apdal çarığı gibi guruyup galmak: Bakımsızlıktan zayıf ve gösterişsiz duruma düşmek
Apırcın gibi: Gidişi çok hızlı, kurşun yetişmez
Apışıp kalmak: Ne yapacağonı bilemez duruma gelmek
Aşlık çekme: Aç kalmak, az yiyecek sahibi olmak
At üsdünde arpa biçer gibi: Uzaktan uzaktan istemeden bir iş yapmak
Ayağa kakmak: Ayaklanmak, parasal sıkıntıdan kurtulmak, harekete geçmek, isyan etmek, ayakları üzerinde durabilmek
Ayağına getirmek: Sıra saygı gözetmeksizin birinin yanına gelmesini sağlamak
Ayda şamatda: Ayda yılda bir, ay ışığında
Ay havlılandı: Ayın çevresi beyaz yağış var
Aydaş bişirme: Sağlıksız doğan çocuğu, 40 gün içinde doğan başka bir çocuğun bulunduğu evin etrafında dolaştırmak
Ay ışığına konuşmak: Düşünmeden, rastgele, bilip bilmeden konuşmak
Ayıdan gaçarken gurda çatmak: Kötüden kaçarken daha kötüyle karşılaşmak
Ayran gönüllü olmak: Maymun iştahlı olmak
Bacası eğri amma dumanı doğru tüter: Fakir ama geçimi iyi
Bağ bozmak: Bağdan ermiş üzümleri toplamak
Bağrı açık: Her şeyi ortada, göğsü açık,
Baldır barmak, dadını görmek: Tadına bakarken bitirmek
Baltayı daşa vurmak: Yanlış kişiye çatmak, yanlış iş yapmak
Baş bağıya gelmez öküz gibi: İşten, sorumluluktan kaçana denir
Başdan çıkarmak: Yoldan çıkarmak
Baş edememek: Yetersiz kalmak, gücü yetmemek, başa çıkamamak
Başına eşşek ciğalı gelmek: Kötü olaylar yaşamak, hayatını zor şartlarda devam ettirmek
Başına gaynar sular dökülmek: Hayal kırıklığına uğramak, çok geçirmek
Başına kakmak: Başına kakmak, üyülüğü yüzüne vurmak
Betçereli gonuşmak: Kahırlı tavırlı konuşmak
Beti benzi atmak : Yüzü kızarmak, utanmak, korkmak
Beyni semermek: Gürültüden kafası şişmek
Beyninin bekmezini akıtmak : Kafasını delmek
Bir teknede bir ekmek: Bir evin bir oğlu
Bit yeniği aramak: Bir olayın arkasında bir şeyler aramak
Boğazın saban okuyla mı delindi?: Sesin çok yüksek çıkıyor
Bosdan gorkuluğu gibi: Korkuluk gibi hareketsiz durup hiç bir işe yardım etmeyene denir
Boylu boslu: Boyu posu yerinde
Boynunun borcu olmak: Yapacağına söz vermek
Burnundan gelmek: İyi niyetle başlanan bir işin sonucundan memnun olmamak, Pişman olmak
Burnu sürtülmek: Ezilmek, grurunu ayaklar altına almak
Burnunun dikine getmek: Egoist olmak, kendi bildiğini yapmak
Canıma değsin!: Oh olsun, bunu sen hakettin
Can otu ,cennet kökü mü?: Bulunmaz Hint kumaşı mı
Canını çıkarmak: Ezmek, ağır işlerde çalıştırmak, ağır iş yükü yüklemek
Cıngar çıkarmak: Kabga, gürültü çıkarmak
Ciğere saban demiri gibi saplanmak: Yüreği yanmak, kalbi kırılmak, içi cız etmek
Combalak gılmak: Takla atmak
Çam sakızı çoban armağanı: Maddi gücü nisbetinde alınmış hediye
Çelme çelinmek: Ayağını köstemek, çelme takmak
Çenesi düşmek: Gevezelikk etmek, çok konuşmak
Çevre eylemek : Bir beze süs işlemek
Çıkı gızının doğurduğu musun?: Zor işlere gidersin, ağır işlere koşulursun, garibansın
Çıra eğsisi gibi: Çok zayıf kimseye denir
Çomçu sallamak: Kaşık sallamak
Çöt etmek: Topal, sakat, aksaklı hale getirmek
Çumçuluk olmak: Sırıl sıklam olmak
Çuluğu çıkmak: Yağmurdan veya terden sırıl sıklam olmak
Dabanı yok bobuç gibi dolanmak: Kıvrana kıvrana yürümek
Dadını çıkara çıkara yemek: Ağır ağır, dinlene dinlene yemek
Dalga geçmek: Alay etmek, eğlenmek
Damarı dutmak: Gönlü olmak, aklına yatmak
Dandırma topalak, kel başa şimşir darak: Olmayacak, alakasız laf konuşma
Dandini dasdana: Herkes olayı duymuş senin haberin yok
Darıldıysan darı gavırıverelim: Ufak tefek şeylere de darılmak olmaz ki, hadi gel uzatma
Darlığa düşmek: Maddi desteğe ihtiyacı olmak
Davarın pelite goştuğu gibi: Her gördüğünü almak isteme
Deccel’ın semer dikdiği gibi: Deccal, semer dikerken ipine düğüm atamazmış, Allah ona unuttururmuş, düğüm yapamayınca çuvaldıza ip sokar, çıkarır dururmuş.Hal böyle olunca iş de hiç bitmezmiş
Değirmen ağır, kulağım sağır: Beni duymadım say
Deleme peynir gibi: Halsiz kalmak, halsiz, güçsüz
Delik böyük, yama güçcük: Zarar ve hasar fazla, tamirat ve önlem az
Depesi atmak: Sinirlenmek, kızmak
Depesine çıkmak: Fazla yüz bulmak
Derciğip durmak: Dertleşmek
Deşirmeye varmak: Dilenmek
Deveye bardak asmak: Zor işleri yapmak
Deve üstünde kuduz dalaması: Talihsiz isen deve sırtındayken kuduz dalar
Deve zevlesi gibi: Çok uzun boylu
Dilini dutmak : Ağzından çıkan lafa, söze dikkat etmek, bilinçli konuşmak
Dilini eşşekarısı soksun!: Bu lafı nasıl söylersin, böyle söz olur mu hiç!
Dizinin dibinde olmak: Yanı başında olmak
Dokuz körün bir değneği olmak: Geç elde edilen, nadir bulunan olmak
Donuz öllüğn körü: Yanlış söz söyledin
Duman etmek: Yok etmek, tüketmek
Düğen öküzü gibi dolanmak: Etrafında dolaşıp durmak, kafa ütülemek
Düğen öküzü gibi dönmek: Etrafında dönüp durmak
Eğrilce gibi olmak: Zayıf, çelimsiz ve cansız olmak
Ekmek eylemek: Hazırlanan hamuru yufka gibi açıp, saçta pişirmek
Ekmek yemek: Karnı doymak, kazanç elde etmek
El altından vermek: Kimseye göstermeden vermek
Ele güne garşı: El alemin önünde düşülen durum
Ele garışmaz, tavaya bulaşmaz: El içine çıkmaz, el ile yemek yemez
Elinden kör eşşek yem yemez: Elinden bir iş gelmez, beceriksiz
El oyulgamı / El yordamı: El sanatı, el işçiliği
Eynel yazmak: İnsanların eksiklik ve hatalarını başkaları yanında çekiştirme konusu yapma
Etiri ketiri olmak: Yakın akraba, eş dost olmak
Evmez ağanın gaçmaz kölesi: Huysuz ağanın herşeyine katlanan sadık kölesi
Eyi gün dostu: Kötü günde kaybolan dost
Ezzeye varmak: Ölü evine hatır sormaya ve gönül almaya gitmek
Feryat feyraz etmek: Feryat figan etmek, yırtınmak
Fıllın fışımak: Kafayı yedirtmek, kafasını karıştırmak, şaşırtmak
G.tü küllükde, burnu Gaf Dağı’nda: Durumu çok kötü, ama burnu havalarda
G.tün g.tün gitmek: Geri geri gitmek, kışşının üzerinde geri gitmek
G.tün oturak, dilin buturak: İğneleyici sözler sarfeden,orada o an için istenmeyen kişi
Gabığında guruyup galmak: Yememiş, içmemiş gurumuş galmış
Gabirden mi çıkdın?: Çok zayıfsın, bu ne hal
Gaçak göçek görüşmek: Gizli saklı görüşmek, izinsiz görüşmek
Gayıl / Gail olmak: Razı olmak
Galp bozukluğu: Niyeti bozuk, kötü niyetli, fesat
Ganlı yas, gara bulut: Dertli tasalı adama denir
Gaplangabanın yol yörüdüğü gibi yörümek: Kablumbağa gibi ağır ağır yürümek
Gapısına gul olmak: Hizmetçisi olmak
Gas gas gasalmak: Övünmek
Gaşıla göz arasında: Çok kısa zamanda
Gaşıla göz, bir hapaz söz: Net ve özlü bir söz, az ve öz konuşmak
Gelin düzmek: Gelini düğüne hazırlamak
Gendi gendine: Kimseye danışmadan, kendi başına
Gıdım gıdım vermek/yemek: Az olan, kıt olan şeyi azar azar vermek
Gıpa bakmak: Gözünün birini kapatıp kör gibi davranmak
Gırda eşşek b.ku gibi gabarmak: Çok böbürlenmek
Gırkı çıkmak: Doğumdan sonraki ilk kırk günün geçmesi
Gırk yıldır yol yörürüz, gözün de mi körüdü ay herif! : Kırk yıl evliyiz, hiç görmedin mi? / eşinin kör olduğunu fark etmeyen biri demiş)
Gız vermek: Kızını başka aileye gelin vermek
Goca öküzün geviş getirdiği gibi: Çok ağır davranıyorsun, acele et
Goça boynuzu yük olur mu? Olur : Bazen normal şeyler bile zor olur, ağır gelir
Gonu gonşuyla geçinmeg: Komşularla iyi geçinmek
Göbeği çatlı olmak: Onsuz iş yapamamak
Gönlü olmak: Razı olmak
Gönlü tutmak: Kabul etmek, razı olmak
Gönül goymak: Gücenmek, alınmak, darılmak
Gözünü daldan budakdan sakınmamak: Gözü kara olmak, korkusuz olmak
Gubuz olmak: Havalı olmak
Gudureti yetmek: Gücü yetmek
Gulag asmag: Dinlemek
Gulağı gurumak: Fazla gürültüden rahatsız olmak
Gurbanlık goyun gibi gıvranmak: Çaresizce kıvranmak
Gurbanlık tana gibi dolanmak: Sonunu bilerek çaresizce dolanmak
Gursağı darı gavırmak: Sinirli, huzursuz olana denir
Guru üzümden bekmez çıkarır gibi: Zor işi başarır
Gurşun dökmek: Nazar, hastalık, büyü vs uzaklaştırmak için hastanın üzerinde erimiş kurşunu içinde su olan bir kaba dökerek şifa beklemek
Gutmet yağdırmak: Bela yağdırmak
Guyruk değil de bir cığa: Uçar gibi geçip gidene, bir görünüp gözden kaybolana denir
Günaha girmek: Günah işlemek
Gündüz gözüyle iş yapmak: Aydınlık ve rahat bir zamanda iş yapmak
Gündüz torbaya mı girdi?: Gece gece, karanlıkta iş mi yapılır
Güyeği düzmek: Düğünde damat için gereken hazırlıkları yapmak
Güz bülücü gübü olmak: Şişman olmak
Habar vermek: Haber etmek, haber vermek
Hadarat almak: Yaşanılanlardan ders çıkarmak
Haf Sezmek: Birşey sezmek
Hakından gelmek: Üstesinden gelmek, üste çıkmak, kazanmak
Haldan bilmek: Halini hatırını bilmek, halinden anlamak
Han öğüne gelmiş öküz gibi olmak: Boş bir eve habersiz olarak çıkıp gelmek
Haram yemek: Dinen haram olan bir şeyi yemek, haram yoldan kazanç elde etmek
Hatırda tutmak: Aklında tutmak
Haykırığa getmek: Kavgaya gitmek
Hem kel, hem hodul: Yardıma muhtaç ama gururlu
Hep gara hep gabış: Birbirine dış görünüş olarak benzeyen insanlar için kullanılır
Her işe burnunu sokmak: Vazifesi olmayan işlere karışmak
Hırsızdan ırzını satın almak: Hırsızdan kendi malını satın almak
Hilim gurmak: Hile düşünmek, planlamak
Hora geçmek: Faydalı olmak, işe yaramak
Horsayı almak: İstediğini elde etmek
Hot Davranmak: Karşısındaki kişiye sert davranmak, soğuk davranmak
Ildızı düşük olmak: Şanssız talihsiz olmak, gözden düşük olmak
Issı bişirmek: Yemek yapmak
İç yeyincemesi: İç sıkıntısı
İğdiş Etmek: Burmak, keçiyi hadim etmek
İf olmak: Kaybolmak
İkili ikili söylemek: Tekrar etmek
İkrah etmek: Tiksinmek
İm etmek: İşaret etmek, göz kırpmak
İnce eleyip sık dokumak: İşin ilerisini gerisini iyice araştırıp, düşünmek
İnce sızı: Kılı kırk yaran
İpe un sermek: Geçersiz bir takım sebepler öne sürerek işten kaçmak
İpi gırık hayvan gibi dolanmak: Başı boş, sebepsiz dolaşmak
İş vermek: Birisine yapacak iş vermek
Kaba saba, saz kabağı: Görgüsüz insan
Kedinin b.kunu gömdüğü gibi lafı gömme: Söylediği sözü veya konuşulan konuyu unutturmaya çalışmak
Kedinin boynuna yağ sürmüşlerimiş, yedi dürüm ekmek yemiş: Kedi gibi açgözlü olma
Kedinin yavrısını daşıdığı gibi: Ensesinden tutup kaldırmak
Keferete yaramak: İşe yaramak
Kellik çekmek: Aş ermek
Kesme kesme: Kesme hazırlamak
Keşke daş ol da baş yarsa: Keşke taş kkadar bile olsa, bir işe yarasa
Keş yapmak: İşi becerememek
Ketmunamus olmak: Rezil olmak, yaşadığı kötü olayların insanlar arasında yayılmasıyla utanılacak duruma düşmek
Keyif bağışlamak: Bir kişiyi onure edecek sözler söylemek
Koşat etmek:Yanında koşması için çobana yardımcı vermek
Kör atın gazığına dolandığı gibi dolanmak: Elindeki imkanları görmeyip işi içinden çıkılmaz hale getirmek
Köstek kesmek: Yeni yürümeye başlayan çocuk için kültürel tören düzenlemek
Külü gümüşten mi?: Kıymeti olmayan şeye denir
Lafa dalmak: Çok konuşmak, uzun süren bir sohbette bulunmak
Laf avurtlamak: Durduk yere laf söz çıkartmak, laf uydurmak
Laf ebesi: Laf cambazı, lafta altta kalmayan kişi
Lafıla peynir gemisi yörütmek: Şöyle yaparım, böyle yaparaım demekle yapılması gereken iş yapılmaz, faaliyet gerekli
Lafını bilmek: Lafını bil, öyle konuş
Lafının ırzına geçmek: Muhabbeti kötü bir söz ile bozmak
Mal etmek: Bir değer karşılığında sahip olmak, kendi malı gibi görmek
Mat etmeg: Ayıbını herkese gösterip rezil etmek
Mat galmak: Şaşırıp galmak
Menemen’e deve g.tü mü yağlamaya gedecen?: Uzun boylu ve zayıf birisiyle dalga geçmek için söylenir
Muraf olmak: Yüz yüze ve açıkça konuşmak
Mülcemlenip durmak: Beceriksizce uğraşmak, iş becerememek
Nalları dikmek: Hayvan veya hayvana benzetilen kişi için ölmek
Ne deyi?: Neden dolayı, niçin
Neliklerile kazanmak: Çok emek vererek kazanmak
Nen çekmek: Ninni söylemek
Nüzül olmak: Felç olarak vücudun bir bölümünü devamlı titreyip durmaz hale gelmesi
Odun eylemek: Odunları düzenlemek, kuru ağacı yakılacak hale getirmek
Oğlak gütmek: Annelerinden ayrılmış keçi yavrularını, oğlakları otlatmak
Olanı da b.k itmek: Elindekini berbat etmek
Ortaya çıkmak: Meydana çıkmak, kendini göstermek
Ortalığı garışdırmak: Fitne çıkartmak
Oturduğu ahır sekisi sölediği İstanbul türküsü: Gözü yukarlarda olmak, zenginmiş gibi davranan
Oyun düzmek: Oyun kurmak, oyun etmek
Ödü b.kuna garışmak: Çok korkmak, ödü patlamak
Ödü sıtmak: Ödü patlamak
Ölçerin kile, dökerin sile: Hesap bir türlü turmuyor
Ölçü olmamak: Yaranın, hastalığın kendine geçmemesi veya büyümemesi için yapılan dua,
Örüye kakmak: Davarın, gece yatırken yayılmaya veya otlamaya gitmek üzere kalkıp gitmesi
Öyle öyle: Öğrenmek
Paha etmek: Para değerinde olmak
Pambık atmak: Pamukları gevşeltip havalandırmak
Post atmak: Bir yere yerleşmek
Puç olmag: Boşa gitmek
Pürcü olmak / Pürcülük etmek: İki kişiyi birbirine tutuşturmak
Sarı çizmeli Memet Ağa: Bir işi yapanın, bir sözü söyleyenin kim olduğu bilinmiyorsa
Sen bir garip cingansın nedcen gümüş zurnayı: Fakir bir adamsın, lükse heveslenme
Sığır çobanının garısının düğüne getdiği gibi: Üst baş perişan halde gitmek
Sıhrat gaçırmak: Vergiden mal kaçırmak
Sınavıklı olmak: Denenmiş olmak
Sıtkı bütün durmak: Kararlı olmak, caymamak
Sıtkı sıyrılmak: Midesi bulanmak, içi dışına gelmek
Sin sorkucu musun?: Çok yalaka olana denir
Sin sorusu mu soran?: Çok soru sorana denir
Son baylığı vermek: İhtiyarlık döneminde, yaşamının son zamanlarında huzurlu yaşamak, sıkıntı görmemek
Söz kesmek: Söz vermek, evlilik öncesi verilen söz
Su goyvermek: Anlaşmaya uymamak, caymak
Sumsuk gomak: Yumruk vurmak
Suya varmak: Su doldurmaya gitmek
Süğsününü öğüne sokmak: Başını öfkeli bir halde öne eğmek
Süllümbeç gibi olmak: Kendini koyvermiş uyuşuk insan olmak
Sütü bozuk: Ailesine çekmemiş
Süt üyütmek: Sütü mayalamak, üğütmek
Süzüldün, goşuldun da dünürşü mü olacan?
Şahan olsan çarpamazsın!: Sana meydan okuyorum
Şeytan gulağına gurşun: Aman kimseler duymasın, nazar değmesin
Şeytanın avrat boşadığı zaman: Çok ters bir zaman
Şimşak gibi: Çok çalışkan
Tavın asgeri gibi: Çok hızlı
Tek durmak: Uslu durmak, yaramazlık yapmak
Tekeden süt sağar gibi: Zor işi başarana denir
Tekerine daş goymak: İşine engel olmak
Telef etmek: Perişan etmek
Tongaya düşmek: Güvenilmez, sahtekar ve hilekar birisinin oyununa gelmek
Turfan çalkalamak: Ayran yapmak
Turf olmak: Eskiyerek varlığını kaybetmek, yok olmak
Tüfeği şama dayamak: Avlanma alışkanlığından vazgeçmek
Türkü çığırmak : Türkü söylemek
Türüm türüm tütmek: Mis gibi kokmak
Tüyü teleği karışmak: Fiziksel katılmak
Udlu olmak: Minnet duymak zorunda kalmak
Umurunda olmamak: Umrunda olmamak
Urgana yoğurt üyütmek: Olmayacak işle uğraşmak
Uslu durmak /Tek durmak /Tekevsen durmak: Yaramazlık yapmamak
Uyku semesi: Yarı uyur yarı uyanık bir vaziyette
Ümüd üzmek: Can sıkmak
Ür itim gibi, diğne g.tüm gibi: Seni dinlemiyorum, sen beni dinle
Üstüme ezze mi?: Bana ne?
Verdiği öğüdü g.tüne söğüt olmak: Nasihatın bir işe yaramadı
Yadına gelmek: Hatırlamak
Yadına salmag: Hatırlatmak
Yalamım alçak: Alçak gönüllüyüm
Yallı yullu iş yapmak: Özentisiz iş yapmak
Yayık yaymak: Yayık ayran içmiş gibi
Yanım tekne, öğüm saç. Yerin yerin garnım aç: Nimet bol, bereketi yok
Yok devenin nalı!: Abartma
Yoldan yolakdan çıkmak: Kural tanımaz olmak, edepsizleşmek
Yol yürümek: İlerlemek
Yörüğün devesini gaybetdiği gibi ne düşünün?: Ne derdin var?
Yörüğün sakal uzatdığı gibi: Uzun bir mesafe “Şuracıkta” diye sakalla gösterildiği zaman
Yörük çadırı mısın?: Kilolu kimseye denir
Yungıl atmak: Atık ile koyunyünü ile keçi kılı atılıyorsa buna yungıl atmak denir
Yüzüne çığıt vurmak: Hamile kadının yüzüne alalık vurması
Yüzüne gözüne bulaşdırmak: Bir işi becerememek
Yüz vermek: Şımartmak
Zabah ağşam: Sürekli, her gün
Zabahın köründe: Vakit daha çok erken
Zay etmek: Kaybetmek
Zemheride galmış canavar gözü gibi: Gözü kanlanıp kızarana denir
Zemherinin on sekizi gibi gararıp durma: Her şeyin bir çaresi vardır, üzülme!
Zemmine getmek: Bir sözü, alay edip eğlenmek maksadıyla değişik yerlerde ağızdan ağza dolaştırmak
Zıngazınk dolu olmak: Çok dolu olmak
Zıravadı gibi olmak: Uzun boylu olmak, çok uzamak
Zora gelmemek: Zoru görünce kaçmak
Yusuf Avcu, Gencek Kençek
NOT: Gencekçe Yöresel Sözlük / Kençekçe Kelimeler için lütfen aşağıdaki linklere bakınız.
Yorumlar
Yorum Gönder