Kanglı Türk Birliği / Kangar Türk Federasyonu

 

Doğu Göktürk Devleti’ni kuran Oğuz, Kanglı, Kıpçak, Kimek ve Kuman birlikleri Karluk ve Uygur’ları da dahil ederek Kangar Birliği’ni kurdular. Yani Kençek ata kavmine mensup kavimler birleşerek 659 yılında Kangar Birliği’ni oluşturdular. Özellikle Oğuz, Kanglı, Kıpçak, Kalaç, Karluk gibi beş ana Türk kavminin oluşturduğu “beş gardaş” boylar birliği Kençekler kavmini oluşturdu. Boylar Birliği’nin asıl adı Kençek’tir. Bu isim Altun Han oğlu Tosbuga oğlu Altın Elbiseli Adam elbisesinin sahibi Kençek’ten gelmedir. Zamanla Kangar denilmiş ve Kanglı Devleti’ne dönüşmüştür. Kençekler, beş ana Türk kavmini Kangar Federasyonu çatısı altında, üç özerk devlet yapılanması ile birleştirmişlerdir. Kençek Sengir (Kençek Dağı) hem birleşme noktasıdır, hem de kurultay ve kengeş yeridir. Kağanların ailelerinin yaşadığı şehir olmuştur. Zaten Sır Derya bölgesinde Kanglı ve Kayı hakanları yaşamışlardır.

Harzemşahlar döneminde merkez olan Otrar Kalesi’nin başında Kanglı bir Kağan vardı. Cengiz Han’a karşı Otrar’ı savundular.

Prof. Anatole A.Klyosov, gen araştırmalarına göre Altay –Sibirya’dan çıkan Kangarların yaklaşık 5275 yıl önce Sümerler dönemine denk gelen bir zamanda Mezopotamya bölgesinde ortay çıktıklarını, Türklerle dil, ad ve biyolojik bağları bulunduğuna dair kanıtların olduğunu, Sümerlerin kurucu kabilelerinden Kengerler’le aynı Altay (R1b) ata – geni taşıdığını söylemiştir. Kangarların asıl hareketlerinin batıya olmasına rağmen, bir bölümü M.Ö.2.yy’da Kırgız steplerinde ortaya çıktıklarını, MS.750- 900 yılları arasında ise Kangar –Besenyo- Boşnak adı altında Kafkas- Karadeniz ve Balkan steplerinde ortaya çıktıklarını söyleyen Prof. Anatole, daha sonra ise Bosna Hersek ve Hırvatistan’a yerleştiklerini belirtmiştir.

İnsanlık tarihinin şafak vakti denilebilecek bir zamanda Kang adlı Sümerlerin kurucusu bir Türk boyunun Orta Asya’dan başlayıp Orta Doğu’ya varan ayak izleri görülmüştür. [[1]] Prof. M.Zakiev, Akat kaynaklarından, Sümerler’in yaşadığı Mezopotamya bölgesine Kienkir (Kangar), Subarlar’ın yaşadığı Bağdat’ın kuzey bölgesine ise Subartu diye adlandırıldığını açıklamıştır. Ankara isminin de Kangar memleketinden, Baykal gölünden doğan ve Yenisey Nehri’ne katılan Angara Nehri’nden geldiği anlaşılmaktadır.

MS 2. yüzyılın başında Kanlı kabilesinin Kai-Kanly (Kayı, modern Kaitags olarak da bilinir) adlı bir kolu Kafkasya, Azerbaycan ve Ermenistan'a göç etti. 13. yüzyıldaki bu şube, gelecekteki Osmanlı İmparatorluğu'nun çekirdeğini oluşturdu. Kai-Kanly (Kayı) zaten Türkçe konuşan insanlar olarak biliniyor. Doğu Hun'un Shanyu Modu ile Doğu Hun devletine M.Ö. 650 yıl boyunca Ogur Türk Hunları ve onların Türk soyundan gelenler ile 850 yıl boyunca ilişkilendirilen Kai kabilesi, Kimak Kaganate'nin hanedan kabilesi haline geldiler. MS.750-900 yılları arasında ise Besenyo Bosniak Kangar Union kurdular. Sarmatia, Başkurdistan, Gagauzya, Bulgaria bölgelerine yayıldılar.810 yılında Bosna’ya, sonra Hırvatya Dalmaçya bölgesine geldiler. 558- 805 yılları arasında Büyük Avar Devleti’ni kurdular. Bölgede 870’li yıllarda Kangar, Kangals, Kangly, Kungurs, Kangars, Kangüys, Kanjüys gibi isimlerle anılıyorlardı. 10. yüzyılda Maverennahr'ı sular altında bırakan Türklerin ana kitlesi Kangly idi. Harzemşah hakimi Türken-Hatun'un (Türken-Khatun) annesi Kanglı kökenliydi. [[2]]

Sakalar/ İskitlerden sonra Sır Derya havzasına hakim olmuşlar burada Kanglı / Kangyu / Kang-chü Devleti’ni kurmuşlardır. Sır Derya’nın aşağı kısmında Otrar’a kadar olan bölgede yaşamışlardır. Kang kelimesi “sulu, su kanalı ve taş” gibi manalara gelmekte olup, suyun yakınlarında nehrin kenaraında oturanlara bu ad verilmiştir. Sır Derya’nın eski adı Kang şeklinde geçmekte idi. (Tolstov 1948:143)

Aslında Kangar Devleti, Kanglılar’ın kendi isimleriyle kurdukları ilk devlet değildi. Kanglılar, Kangar veya Kenger olarak da bilinirler ve Sümer Devleti’nin kurucuları arasındadır. Bu yüzden Sümerler kendilerine Kenger (Kangar) demişlerdir.

MÖ.1000’li yıllarda Mezopotamya’ya göç etmeyen Hunlar, Harzem (Hu-ar-as) Devleti’ni kurmuşlardı. Orta Asya Harzem Devleti güneyinde ise MÖ.700 yılında Kanglılar tarafından Kangar Devleti kurulmuştur.[[3]] Yine Sakalar’dan sonra MÖ.247’de kurulan Parthia İmparatorluğu’nun Tokar (Dahae) ve Yirk(Yörük) kabileleri tarafından kurulduğu ve dillerinin Türkçe olduğu açıklanmaktadır.[[4]]

Kağnıyı ilk icad edip savaşta kullanan kavim oldukları için Oğuz Kağan tarafından bu adla anılmışlardır.

Büyük Türk boylarından Kenger (Kangar) ve Kenzekler’in (Kanzaklar) adları da Kang /Kanğ (Kağın) boyunun adıyla aynı menşelidir.[[5]] Büyük Hun Devleti’ni kuran birkaç büyük Türk boyundan birisi de Kanğılar (Kağınlar)’dır.[[6]] XIII. Asır başlarında 102-1212, Karahanlılar Kanglılar’a dayanıyordu. [[7]]

Taşkent, Kang kelimesinin Türkçe tercümesi olarak da bilinmektedir. (O.Pritsak) Bu topluluk Kazak yüzlerinden Ulu Cuz’e dahil en eski kavimlerden birisidir.(Sadibekov 1994:34)

Yaşadıkları bölgeyi dikkate aldığımızda Kanglılar’ın atalarının Sakalar’ın ata kavimlerinden olan ve kökenleri Kaslar’a dayanan Ay Sakaları olduğu anlaşılmaktadır. Aral Gölü'nün kuzeyinde yaşayan Kanglılar ise bir dönem Kıpçaklar’a tabi olmuşlardır. Kaşgarlı Mahmud, Kanglı adlı bir Kıpçak başbuğundan bahsetmektedir.[[8]]

Sır Derya ve Karaütav dağık bölgesinde Avesta’nın Kangha adıyla andığı, Çinlilerin ise Kang’chü adıyla andığı göçerlerin devleti vardı. Çin kaynaklarına göre Kang’chü’nün başkenti Taşkent’in kuzeybatısında Sır Derya’nın kuzeyindeydi. Kang’chü bölgesi doğuda Çu ve Talas ırmağının yanısıra Isıg-Köl dolaylarını da kapsıyordu. Ptolemios’un edindiği kayıtlara göre M.S.100 civarında Sır Derya’nın aşağı çevresinde Kahag İskitlerinin ülkesi vardı. Soğd dilinde Kangha ve Kangkü şeklinde geçiyordu. Orhun Abideleri’nde Türklerin akınları sırasında Kengü-Tarban’a kadar ulaştıkları belirtilmektedir. Yani Kanghü (Kang’chü) adı geçmektedir.

S.G.Klaştorniy, Kengü Tarman’ın Talas ile Sır Derya arasında olduğunu ve başkent olduğunu söyler. Kengereslerin; Konga, Kangarlar ve Peçeneker’in kuvvetli bir kavmi  olduklarını ve Kengü-Tarman’da oturduklarını söyleyen Klaştorniy Kangar’ın Kengü olduğunu belirtir. (Klaştorniy 1954: 91-104) Çinliler Keng-ü Tarman’ı kendilerine göre kısaltarak K’ang-chü şeklinde anmışlardır. Chang Ch’ien, K’ang-chü’lerin Peçenekler’in atalarından birisi olduğunu rapor etmiştir. T.W. Kingsmil ise K’ang-chü’nün Kaşgar olduğunu ileri sürmüştür ki Kaşgar’da Kençekler oturmaktadır. Aslında ikisi de doğrudur. Farklı zamanlardan bahsetmektedirler. Ch’en Yong-Ling Kençekler’in Türk olduklarını ve Türkçe konuştuklarını ileri sürmüştür. K’ang-chü’ler; V.asırda (Ak Hunlar) Eftalitler’in, VI.asırdan sonra Köktürkler’in, VIII. Asırlarda Karluklar’ın ve XIII asırdan sonra Moğollar’ın hakimiyetlerinde yaşamışlardır. Bugünkü Kazak, Özbek ve Karakalpaklar’ın oluşumunda önemli rolleri vardır.[[9]]

Kuman- Kıpçak boy birliğinin doğu kolu Kanglı olarak bilinmektedir. Pek çok bilgin bunu Kengeres / Kangar’a, Çin kaynaklarındaki K’ang-chü ülkesine bağlar. Bu birliğin sınırları batıda Tuna serhaddinden Batı Sibirya’ya (İrtiş’e) ve Müslüman Orta Asya’ya kadar uzanıyordu. Batıdaki Kuman Birliği vardı. Orta Asya’daki Kıpçak- Kanglılar’ın merkezi Sığnak’tı. Batı Sibirya’daki Kıpçaklar Kaşgarlı’ya göre doğu sınırları Taraz yakınlarındaki Kençek Sengir idi. (Golden 2002: 226,231)

Görüldüğü gibi Kençekler, beş ana Türk budunun Kangar çatısı altında, üç özerk devlet yapılanması ile birleştirmişlerdir. Agacanov; Oğuz boylarından bir grubun, Farab ile Kenceh arasındaki Sır Derya bölgesinde karar kıldığını, Kencdeh (veya Kencide) bölgesinin Arıs’ın orta akımı boylarında bulunduğunu ve bölgenin ana şehri olan Subanikent’in günümüzdeki Cuvan Tepe eski şehir harabeleriyle örtüştüğünü söyler. Türk- Müslüman gruplardan birinin hayvanlarının ihtiyaçlarını karçılamak için Farab, Kencide ve Şaş arasında oturmaktaydı der. (Agacanov 2002:120)

Yusuf Avcu, Gencek Kençek

[1] Roman k. Kovalev, Hunlar

[2] http://s155239215.onlinehome.us/turkic/70_Dateline/kangar_dateline_En.htm

[3] B. Zhivkov 2015

[4] Neılson C. Debevoıse, “A Political History Of Parthia, Chicago, Illinois, University of Chicago Press, 1938

[5] Togan, T.T. Giriş. S405;

[6] Rişvanoğlu, Dr.M.a.g.e.s95

[7] Rişvanoğlu, Dr.M.a.g.e.s96

[8] ( DLT,III,s.379; Kanglıların 13. Yüzyıldaki durumu hakkında ayrıca bkz. Cuveynî, s. 36,145, 188,305, 315,337,341,381.) Prof. Dr. Ahmet Taşağıl


[9] Ekrem 1999: 135-136

Yorumlar